
14 yaşımdan beri, 63 senedir sürekli yakın askeri ve siyasi tarihimizle ilgili belgelere dayalı kitaplar okumaktayım. Çocukluk ve yeni yetme dönemlerim, ailemiz, akrabalarımız ve mahallemizdeki komşularımız arasında bulunan Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gazilerimizin hatıralarını dinleyerek geçmiştir. Çok önemli savaşlarda bizzat görev yapmış değerli subaylar, er ve erbaşları dinleyerek gerçek tarihimizi birebir onlardan öğrenmiştim. Aile büyüklerimizin tamamı Sultan 2. Abdülhamit dönemi çocukları olup Osmanlı devletinin vatandaşları idi ve üç padişah ve dokuz Cumhurbaşkanı dönemini yaşamışlardır. Bu sebeple o nesilden çok şey öğrendim.
İttihat ve Terakki Partisi ve Padişah Sultan Mehmet Reşad ile ilgili araştırmalar yaparken çok ilginç bilgiler öğrendim. Sultan Reşad, 5- 26 Haziran 1911 tarihleri arasında İstanbul’dan bir gemi ile yola çıkarak Selanik, Üsküp, Priştine, Kosova başta olmak üzere Rumeli’ye ziyarete gider. ziyaret etiği yerlerde Osmanlı vatandaşları olan çeşitli milletlerin ileri gelenleri ile toplantılar yapar, azınlık mensupları bu geziye yakın ilgi gösterirler, her yerde: ” Padişahım çok yaşa.” diye gösteriler yaparlar. Şehit Sultan 1. Murat Han’ın türbesini ziyaret ederler ve Kosova’da yüz bin kişi ile 16 Haziran 1911 Cuma günü Cuma namazını eda ederler.
Bu kalabalık karşısında Sultan Reşad: ” İşte kardeşlik, işte hürriyet, uhuvved.” der. Rumeli’de herkes barış içinde yaşıyor zannederek 120 Avcı Taburu askeri terhis ettirerek köylerine gönderilmesini ve tarım yapmalarını emreder. Rumeli’de çok kritik noktalardaki askeri birliklerimiz pasif duruma getirilir, kiliseler arasındaki ihtilaflar çözüme kavuşturulur ve tüm Hristiyanlar barıştırılarak aralarında birlik sağlanır. Bu olayı öğrenen ve o tarihte Selanik’te Alatini köşkünde göz hapsinde olan Sultan 2. Abdülhamit, koruma subayı olan Ali Fethi ( OKYAY ) Bey’e: ” Eyvah, Rumeli’yi kaybettik.” der.
Sultan Reşad, 26 Haziran 1911 günü İstanbul’a döner, gaflet uykusuna yatar, İttihat ve Terakki liderlerinin hayallerine inanır.
Rumeli’de bulunan Osmanlı vatandaşları olan Bulgarlar, Arnavutlar, Sırplar, Ulahlar, Karadağlılar, Yunanlılar ve diğer azınlıklar aralarında anlaşırlar ve ani bir saldırıya hazırlanırlar. Mustafa Kemal, Enver, Ali Çetinkaya, Süleyman Askeri başta olmak üzere bir avuç kahraman subaylarımız Libya’nın İtalyanlar tarafından işgalini önlemek için için Derne ve Tobruk’ta savaşırlarken 1912 yılında Birinci Balkan Savaşı başlar ve bizler gafillerin sayesinde Rumeli’yi kaybederiz. Gafletin sonu hüsranla biter, bu konuda yazılmış hatıraları okurken insanın gözleri yaşarıyor, su uyur ama düşman uyumuyor. askeri ve siyasi tarihimizi bilmeyen gafiller, cahiller ülkeyi yönetmeye kalkışırsa sonuç daima felaket olacaktır. Gafiller için tarih daima tekerrür edecektir.
KAYNAKLAR: 1- ESKİ ZAĞRA MÜFTÜSÜ’NÜN HATIRALARI 2- İSMAİL TUNCU ” HATIRA- İ SEYAHAT” 3- DR. MURAT KÜTÜKÇÜ ” SELAHATTİN ADİL PAŞA” 4- BAŞMABEYİNCİ LÜTFÜ SİMAVİ ” HATIRALAR” 5- BAŞKATİP HALİT ZİYA UŞAKLIGİL ” HATIRALAR