
Engin Topuz’un yeni kitabı Bir Haziran Sabahı, Lando Yayınları etiketiyle bu hafta satışa çıktı.
İlk kitabı Edebiyatın Haziran Mezarlığı 2016 yılında yayımlanan Engin Topuz, yeni romanıyla ilgili şunları söyledi:
“Dört yıl aradan sonra yeniden okurların karşısına çıkmanın heyecanı içindeyim. Bir Haziran Sabahı yayımlanan kitaplarım arasında üçüncü romanım olma özelliğini taşıyor. Bir önceki romanım Flanör gibi Bir Haziran Sabahı da Manisa’da geçiyor. Bu kez merkezinde Sevgi adında bir karakterin olduğu dar zamanlı bir hikayeye davet ediyorum okuru. Roman nesnel zamanda 2021 yılının bir haziran sabahında üç saatlik bir zaman diliminde geçiyor. Tabii roman gerçekliğinde otuz yıl önceye, 1991 yılına da geri dönüşler var. Sevgi’nin yaşadıklarında birçok okurun kendisinden izler bulacağını düşünüyorum.”
Bir Haziran Sabahı’nda şehrin de önemli bir yer tuttuğunu belirten Topuz, “Hem günümüz hem de doksanlı yılların Manisa’sından belli başlı mekanları gerçek halleriyle yansıtmaya çalıştım. Roman karakterleri ve başlarından geçenler kurmaca olmasına rağmen şehirle özdeşleşmiş bazı mekanları ve kişileri gerçek adlarıyla vermeyi yeğledim. Manisa benim doğup büyüdüğüm, yaşadığım şehir. Bu yüzden özellikle benim kuşağımdan bazı isimleri anmak, selam göndermek istedim” dedi.
Bir Haziran Sabahı’nın ilgi ve beğeniyle karşılanacağını umduğunu söyleyen yazar, ilk imza etkinliğini Eylül ayında Manisa’da yapacağını belirterek sözlerini tamamladı.
Engin Topuz’un yeni romanı Bir Haziran Sabahı, kitapçılarda, kitapyurdu ve diğer kitap satış sitelerinde, Manisa’da ise Evran Plak’ta satışa sunuldu.
Bir Haziran Sabahı Tanıtım Bülteni’nden:
“Bekliyoruz… Bekliyorum. Neyi bekliyorum? Sadece Günsel’i mi? Peki buraya geldiğimden beri gözümün önünden gitmeyen görüntüler? Geçmişi yeniden yaşıyorum hissi… Elimi uzatsam tutacakmışım gibi duran gençliğim… Önümüzde kaç haziran kaldı bilmiyoruz. Sanırım ben geride bıraktığım tek bir haziranla, otuz yıl önceki haziranla yüzleşmek için buradayım. Onu hatırlayarak beklemek, bekledikçe hatırlamak. Geçmişle aramdaki sisi aralayıp önümdeki haziranların yorgun değil, dingin geçmesini sağlamak için buradayım. Geçmişin beni sağaltmasını bekliyorum. Geçmişi bekliyorum.”
Sevgi, pandeminin kısıtlamaları altında kızının üniversiteye giriş sınavının bitmesini beklerken, geçmişe doğru yolculuğa çıkar. Otuz yıl önce mezun olduğu lisenin karşısındaki parkta karşılaştığı insanlar, geçmişle bugünü iç içe yaşamasına neden olur.
Engin Topuz üç saatlik bir zaman diliminde geçen yeni romanında, sadece Sevgi’nin yaşamına değil, doksanlı yıllardan günümüze uzanan bir zaman kesitinde toplumun ve dünyanın geçirdiği değişime de ışık tutuyor. Şehri de bir roman karakteri gibi işleyen yazar, hayatın hiç bitmeyen akışında kaybolmuş duyguları ve unutulmaz bağları ustalıkla anlatıyor.