
Gündem Belirleme Kuramı medya, kamu, politika arasındaki gündem transferlerine odaklanarak, birbiri arasındaki akışın yönünü tayin etmeye çalışır. Geleneksel gündem kurma yapısına eklemlenerek yeni bir gündem kurma sürecini başlatan sosyal ağlar, yapısal özelliklerinin sağladığı avantaj ile medyanın ve siyasetin gündemini giderek daha güçlü bir biçimde etkilemektedir. Bu etkileşimde fenomenler güven uyandırma adına görselliğe de önem vermektedirler. Giyim tarzları, giyimlerindeki bazı renklerin gündeme dahil belirlenmesi ve çeşitli aksesuarlarla mesajın gerekli yerlere gönderilmesinde de bu tercihler etkili rol oynamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarından ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel döneminde her ne kadar sosyal medya gelişmemiş olsa da fötr şapkası ve zaman zaman sosyal medyada izlediğimiz konuşma dili hafızalarda hala önemli bir yer teşkil etmektedir. Yine sosyal medyayı çok iyi kullanan siyasal aktörlerden biri olan ABD Başkanı Trump’ın seçim mitinglerindeki sosyal medya mesajları ve konuşmaları gündemi belirlemekle kalmamış ABD seçimlerini kazanmasında büyük etken oluşturmuştur.
İnternetin hayatın her alanını değiştirdiği ve dönüştürdüğü bir çağda sosyal medya hem kamu hem siyasi hem de geleneksel medya gündemini belirleyen ve bu değişkenlerin gündeminden doğrudan etkilenen bir alan haline gelmiştir. Anındalığı ve çift yönlü iletişime izin veren yapısı ile sosyal medya günümüzde toplum, siyaset ve medya üçgeninde bir denge unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sosyal ağların yükselişi devrimler, ihtilaller ve toplu gösterilerin yükseldiği döneme denk düşmektedir. Özellikle Arap Baharı ile kitleleri bir araya getirebilme gücünün keşfedilmesiyle sosyal medya ağları günlük iletişim kurma aracının dışına çıkarak, söyleyecek sözü olanların mecrası haline gelmiştir. Bu yeni dönemle birlikte kitleler yalnızca politik ve medya gündemiyle çerçevelenmiş bir enformasyon alımına karşı, kendi gündemini yaratabilme gücünü elde etmiştir.
SOSYAL MEDYANIN GÜNDEM KURMA GÜCÜ
Diğer yandan sosyal medya gündem kurma gücünü, kamu ve medya gündemlerinin birbiriyle örtüşememesinden almaktadır. Sosyal medya ile geleneksel medya ekonomi politik açıdan farklı dinamiklere sahiptir. Geleneksel medyada üretilen içerikler sahiplik yapısıyla bağlantılı olarak siyasi, ekonomik ve ideolojik süzgeçlerden geçmektedir. Oysa sosyal medyada içerikler kullanıcılar tarafından üretilmekte; içerikleri biçimlendiren editoryal müdahaleler azalmaktadır (Kılıç, 2020, s. 99).
Sosyal medya ve gündem kurma üzerine yapılan araştırmalar henüz yeni olmakla birlikte, özellikle Twitter‘ın (X) dünyanın ve Türkiye‘nin gündemini kendi kullanıcıları sayesinde kurabileceğini saptanmıştır. Profesyonel mesleği gazetecilik olmayan yurttaş gazeteciler de kendisi için önemli olan ancak medya ve siyasiler tarafından seslendirilmeyen düşünceleri ve olayları gündeme taşıyabilmekte; siyasi gündem ile medya gündemine kendi yorumunu ve düşüncelerini katarak yeni içerikler üretebilmektedir. Bununla birlikte tek bir içeriğin aynı anda çok sayıda kullanıcıya ulaşmasıyla başta politikacılar olmak üzere siyasi elitlerin sıklıkla rağbet ettiği sosyal ağlar, burada hâlihazırda var olan gündemle siyasetin gündeminin harmanlandığı yeni bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır (Çetin ve Bel, 2014, s. 71).
Sosyal medya, geleneksel medyanın ötesine geçerek bireylerin ve özellikle geniş kitlelere ulaşabilen fenomenlerin siyasi söylemlerini doğrudan yayabildiği bir platform haline geldi. Bu durum, siyasetin doğasını ve kamuoyu oluşumunu derinden etkiliyor.
Özellikle günümüze hâkim olan internet kullanımı ve sosyal medya platformları sayesinde bireyler her geçen dakika yeni ürünleri içeren paylaşımlara maruz kalmaktadır. Sosyal medya platformlarında belirli bir takipçi sayısına erişerek fenomen olan kişilerin yaptıkları paylaşımlar bireylerin davranışları ve yönelimleri üzerinde bir etki yaratmaktadır. Sosyal medya kullanıcıları, takip ettikleri sosyal medya fenomenlerine karşı bir güven beslemektedirler. Böylelikle de sosyal medya fenomenlerinin gündeme ve tüketime dayalı paylaşımları takipçilerinin neyi satın alıp almayacağı konusunda karar vermelerinde belirleyici bir rol oynamaktadır.
Sosyal medyada siyasetçiler ve seçmenler arasında önemli bir iletişim köprüsü kurulabilmektedir. Siyasi aktörler, özellikle seçim süreçlerinde ve önemli gündem konularında seçmenlere ulaşabilmek adına sosyal medya ortam ve araçlarını kullanmayı tercih edebilmektedir. Böylece fiziksel olarak düzenlenen mitinglere ve gösterilere ek olarak sosyal medyada inşa edilen iletişim süreciyle de hedeflenen siyasi amaçlar gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Dolayısıyla politikacılar, görüşlerini yaymak ve seçmenler üzerinde itibarlarını artırmak için medyayı kullanan stratejik aktörler olarak bilinmektedir. İnternetin yükselişinden ve sosyal medyanın artan popülaritesinden bu yana, politikacılar halkla bağlantı kurmak ve geleneksel medyayı atlamak için yeni kanallara sahip olmaktadır (Strömback & Kiousis, 2014).
Sosyal medya, politikacılara, potansiyel destekçilerine ulaşmak için hızlı ve filtrelenmemiş bir yol sunmaktadır. Aynı zamanda, bu platformlar vatandaşlara politikacıların iletişimine yanıt verme ve etkileşimde bulunma yolu sağlamaktadır. Takipçiler, belirli mesajlarla etkileşim kurarak, ne tür mesajları beğendiklerini veya kendi ağlarıyla paylaşmak istediklerini belirtebilmektedir (Chadwick, 2017). Sosyal medyanın siyasi iletişim araçları olarak karşılık bulması, politikacıların çevrimiçi siyasal iletişim performanslarını ve popülerliklerini incelemek ve anlamak için yeni bir yol sağlamaktadır.
Sosyal medya ölçümleri, bir politikacının iletişime geçebileceği kullanıcı miktarı hakkında fikir verebilmektedir. Sosyal medya ölçümleri, politikacıların çevrimiçi siyasal iletişim stratejilerinin popülaritesini daha ayrıntılı bir düzeyde incelemeye ve anlamaya olanak tanımaktadır (Heiss ve diğerleri, 2019). Genel olarak, halkın sosyal medyayı daha fazla kullanımının, politikacıların izleyici tepkisi açısından daha iyi performans gösterdiği ve etkili bir çevrimiçi siyasal iletişim stratejisine sahip olduğu anlamına gelmektedir.
Bir politikacının sosyal medya gönderisini beğenmek, paylaşmak ve bu gönderiye yorum yapmak, bunun çok daha geniş bir kitleye ulaşacağı ve genellikle küçük destekçi ağının ötesine geçeceği anlamına gelmektedir. Ayrıca siyasetçilerin gönderinin ve sosyal medyadaki kitleyle etkileşiminin oy verme davranışını etkilediği görülmektedir (Kristensen ve diğerleri, 2017). Bu noktada, siyasi aktörlerin siyasal iletişim kurmak için kullandığı sosyal medya gönderilerinin türü ve kullanılan sosyal medya platformları da önem kazanmaktadır.
Siyasi aktörlerin amacı, seçmenleri siyasi iletişim yoluyla etkilemektir. Bu nedenle, siyasi aktörlerin sosyal medya gönderilerindeki farklı iletişimsel unsurların kullanıcı etkileşimi üzerindeki etkilerini araştırmak siyasal iletişimin bu sürecini daha iyi ortaya koymak ve kullanıcı tepkilerinin, politikacıların sosyal medyada nasıl iletişim kurdukları üzerinde etkileri olduğunu gösterdiğinden kullanıcı etkileşimini incelemek önemlidir (Kelm, 2020). Bu anlamda, etkileşim kavramı ve sosyal medyada siyasal etkileşimin nasıl gerçekleştiği ön plana çıkmaktadır.
Sosyal medyanın siyasi bilgi için önemli bir yeni kaynak haline gelmesi özellikle genç gruplar için geçerli olmaktadır. Sosyal medya, seçim döneminde kampanya bilgileri için en önemli kaynak olmakta ve sosyal medya kullanıcılarının artan bir oranı siyasi bilgilerini doğrudan adayların sosyal medyalarından almaktadır. Bununla birlikte, siyasi aktörlerin sosyal medya hesapları yalnızca saf bilgi için değil, aynı zamanda siyasi etkileşim için de kanallar sağlamaktadır (Knoll ve diğerleri, 2020). Örneğin Instagram kullanıcıları, siyasi aktörlerin gönderilerinin yorum kısmında görüşlerini belirtebilmekte, konuları diğer kullanıcılarla tartışabilmekte ve hatta siyasi aktörlerle etkileşime girebilmektedir. Üstelik gönderileri beğenerek ve paylaşarak daha görünür hale getirebilmektedir. Siyasi aktörler, kullanıcı katılımından bir fikir iklimi elde edebildikleri ve potansiyel seçmenlerin ve fikir liderlerinin doğrudan geri bildirimleriyle karşı karşıya kaldıkları için, bu tür doğrudan katılımın siyasi karar alma sürecini etkilemek için büyük bir potansiyeli söz konusudur. Katılımcı demokrasi perspektifinden bakıldığında siyasi aktörlerin Instagram paylaşımları, siyasi aktörler ve vatandaşlar arasındaki etkileşimi artırma ve dolayısıyla katılımı teşvik etme konusunda büyük bir potansiyele sahiptir (Bene, 2017).
Sosyal medya; fenomenlerinin, siyasi aktörlerin takipçi sayıları, etkileşim oranları ve güvenilirlikleri sayesinde önemli bir etki gücüne sahiptir. Bu güç, çeşitli şekillerde siyasi gündemi etkileyebilmektedir.
Sosyal medya aracılığıyla fenomenler, kendi platformlarında doğrudan siyasi görüşlerini açıklayabilmekte, belirli adayları destekleyebilmekte veya hükümet politikalarını eleştirebilmektedirler. Bu mesajlar, geniş kitlelere hızla ulaşarak kamuoyunda tartışma başlatarak gündem oluşturma gücüne sahip olabilmektedir.
Fenomenler verdikleri mesajların yanı sıra özellikle seçim dönemlerinde siyasi partiler veya adaylarla iş birliği yaparak kampanyalarına destek verebilmektedirler. Bu destek, mitinglere katılım çağrısı yapmak, bağış toplamak veya belirli mesajları yaymak şeklinde olmaktadır.
Fenomenler sosyal medya üzerinden kamuoyu oluşturma etkisine de sahiptirler. Bu çerçevede fenomenler belirli siyasi olaylar veya konular hakkında paylaşımlar yaparak takipçilerinin bu konularda düşünmelerini ve tartışmalarını sağlayabilme gücünü de ellerinde tutmaktadır. Bu süreç, kamuoyunun belirli bir yönde şekillenmesine katkıda bulunarak kamuoyu oluşturma etkisini göstermektedir.
Fenomenler, çeşitli sivil toplum hareketlerine destek vererek onların sesini duyurabilir ve toplumsal farkındalık yaratabilirler. Bu durum, siyasi karar alma süreçlerini dolaylı olarak etkileyebilmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk ve usulsüzlükle ilgili tutuklanmasının ardından muhalif bazı sosyal medya fenomenlerinin, siyasi aktörlerin, sanatçılarla yazarların sosyal medya üzerinden yapmış oldukları paylaşımlar toplumsal bir hareketliliğe yol açmış ve bazı yaşanan ya da yaşanabilecek olaylarda tetikleyici bir rol oynamıştır.
Yanlış Bilgi ve Propaganda Yayma Riski:
Fenomenlerin geniş erişim imkanı, yanlış bilgi veya siyasi propaganda yayma potansiyelinin güçlü olması beraberinde bazı zamanlar yanlış bilgi ve propaganda yayma riskini de getirmektedir. Bu durum, kamuoyunun manipüle edilmesine ve demokratik süreçlerin zarar görmesine yol açabilmektedir. Sosyal Medya fenomenlerinden biri olan ve paylaşımları büyük bir kitlede karşılık bulan Babala TV’nin sahibi Oğuzhan Uğur’un 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen hepimizi derinden sarsan, “Baraj duvarı çatladı” paylaşımı kısa sürede yayılarak o dönemde büyük bir infial oluşturmuş. Yapılan paylaşımın ardından Fenomen gözaltına alınmış ve Cumhuriyet Savcılığı’na savunmasını vermiştir. Yapmış olduğu paylaşımla ilgili yargı süreci paylaşımın yapıldığı tarihten bu yana 2 yıl geçmesine rağmen halen devam etmektedir.
Fenomenlerin siyasi gündem belirlemede kullandığı çeşitli iletişim stratejileri bulunmaktadır:
Hikaye Anlatımı (Storytelling): Siyasi mesajlarını kişisel deneyimler veya duygusal anlatılarla destekleyerek takipçileriyle daha güçlü bir bağ kurarlar. Bu, mesajın daha etkili ve akılda kalıcı olmasını sağlar.
Görsel ve İşitsel İçerikler: Fotoğraflar, videolar, infografikler ve canlı yayınlar gibi görsel ve işitsel içerikler, siyasi mesajların daha ilgi çekici ve anlaşılır bir şekilde sunulmasına yardımcı olur.
Etkileşim ve Katılım: Anketler, soru-cevap etkinlikleri, canlı sohbetler ve yorumlara yanıt verme gibi etkileşim odaklı stratejilerle takipçilerinin katılımını teşvik ederler. Bu, takipçilerle daha güçlü bir bağ kurulmasına ve mesajın yayılmasına katkıda bulunur.
Mizah ve Satir: Siyasi olayları veya figürleri mizahi bir dille ele alarak daha geniş kitlelere ulaşabilir ve farklı bakış açıları sunabilirler. Ancak bu strateji, zaman zaman etik tartışmalara da yol açabilir.
Hashtag Kullanımı: Belirli siyasi konularla ilgili popüler hashtag’leri kullanarak mesajlarının daha fazla kişiye ulaşmasını sağlarlar. Ayrıca, kendi hashtag’lerini oluşturarak belirli bir gündemi veya hareketi destekleyebilirler.
İş Birlikleri: Diğer fenomenler, siyasetçiler veya sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak erişimlerini ve etkilerini artırabilirler.
Etik Tartışmaları
Sosyal medya fenomenlerinin siyasi gündem belirleme gücü, bir dizi önemli etik tartışmayı da beraberinde getirmektedir. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz;
Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: Fenomenlerin siyasi paylaşımlarının arkasında herhangi bir ticari veya siyasi çıkar olup olmadığı, takipçilere açıkça belirtilmelidir. Aksi takdirde, manipülasyon riski artar.
Yanlış Bilgi ve Dezenformasyon: Fenomenlerin yanlış veya yanıltıcı bilgileri yayma potansiyeli büyük bir etik sorundur. Bu durum, kamuoyunun yanlış yönlendirilmesine ve demokratik süreçlerin zarar görmesine neden olabilir.
Sorumluluk ve Etki: Geniş kitlelere ulaşabilen fenomenlerin, paylaşımlarının potansiyel etkilerini göz önünde bulundurarak sorumlu bir şekilde hareket etmeleri beklenir. Nefret söylemi, ayrımcılık veya şiddeti teşvik eden içeriklerden kaçınmaları önemlidir.
Gizlilik ve Veri Güvenliği: Siyasi kampanyalar için takipçi verilerinin kullanımı ve gizliliği önemli bir etik konudur. Verilerin yasalara uygun ve etik bir şekilde kullanılması gerekmektedir.
Otantiklik ve Samimiyet: Fenomenlerin siyasi görüşlerini samimi bir şekilde mi yoksa sponsorlu içerik olarak mı paylaştıkları konusunda şüpheler oluşabilir. Otantikliğin korunması, takipçilerin güvenini kazanmak açısından önemlidir.
Düzenleme ve Denetim: Sosyal medya platformlarının ve fenomenlerin siyasi içeriklerinin nasıl düzenleneceği ve denetleneceği konusunda henüz net bir çerçeve bulunmamaktadır. Bu durum, etik ihlallerin önüne geçilmesini zorlaştırmaktadır.
Her ne kadar haber sitelerini ve sosyal medya sayfalarını gözleme ve inceleme üzerine çıkartılan yeni basın kanunu ve sosyal medya yasası yürürlüğe girse de sosyal medya paylaşımlarının ilke, etik ve ahlak kuralları sorunları halen devam etmektedir. Adalet Bakanlığı’nca bu ihlallerin önüne geçme adına, “CHP’ye kayyum atanıyor, …. Belediyelerle ilgili yeni bir dosya açılıyor vb. paylaşımlardan dolayı davalar açılıyor olsa da bu tartışmaların ve ihlallerin biteceğine dair net bir şey söylemek hala çok zor görünüyor…
Sonuç olarak; sosyal medya fenomenleri siyasi gündemi belirleme konusunda önemli bir güce sahiptir. Kullandıkları çeşitli iletişim stratejileri sayesinde geniş kitlelere ulaşabilir ve kamuoyunu etkileyebilirler. Ancak bu durum, şeffaflık, hesap verebilirlik, doğru bilgilendirme ve sorumluluk gibi bir dizi etik tartışmayı da beraberinde getirmektedir. Sosyal medya platformları, siyasetçiler, fenomenler ve kullanıcılar olarak bu etik sorunlara yönelik çözümler üretmek ve demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesini sağlamak ortak sorumluluğumuzdur.
Hakan ÖZEN
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Gazetecilik Anabilim Dalı
Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi
KAYNAKLAR;
Kaynakça Atabek, N. (2012). Gündem belirleme yaklaşımı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 7, 174-155.
Terkan, B. (2007). Basın ve siyaset ilişkisinin gündem belirleme modeli çerçevesinde bir analizi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 17(1), 561-58.
Çetin, M. ve Bel, A. (2014). Geleneksel medya gündeminin belirlenmesinde sosyal medyanın rolü. İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 38(2), 58-73.
Kılıç, Ç. (2015). Gündem belirleme kuramı çerçevesinde siyasal karar verme sürecine sosyal medya etkisinin incelenmesi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.