
2025 yılına gelindiğinde Türkiye’de yaklaşık 20 milyon insan, günlük yaşamını sosyal yardımlar sayesinde sürdürüyor. Türkiye’nin en zengin kentlerinde yardıma muhtaç sayısı da katlandı. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya’da yoksul sayısı 3.5 milyonu buldu. 2025 yılı itibarıyla 14 milyon 148 bin 740 kişinin yaşamını yalnızca düzenli sosyal yardım alarak sürdürebildiği belirlendi.
Bu rakamlar ayrıca gelir dağılımındaki adaletsizlikler, enflasyon da dikkate alınınca yardımların bir destekten çok bir hayatta kalma koşuluna dönüştüğünü gösteriyor.
En zengin şehirlerde hane halkı ve sosyal yardım alan kişi sayısı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2025 yılı verilerine göre Türkiye’nin en zengin beş ilindeki sosyal yardım alan kişi sayısı da açıklandı. Verilere göre Türkiye’de en fazla yoksul vatandaş İstanbul’da yaşıyor. Buna göre 367 bin 708 hanenin, yani 1 milyon 470 bin 832 vatandaşın sosyal yardım desteğiyle ayakta durabiliyor.
Ankara’da ise bu rakam 161 bin 982 hane ile 647 bin 982 vatandaşın bakanlıktan sosyal yardım aldığı belirlendi.
İzmir’de 141 bin 589 hanenin yani 566 bin 356 kişi sosyal yardımlarla ayakta durabildiği ortaya çıktı.
Bursa’da ise 101 bin 656 hanenin, yani 406 bin 624 kişinin sosyal yardıma muhtaç olduğu belirlendi.
Bakanlığın verilerine göre Antalya’da sosyal yardım alanların sayısı 62 bin 400 haneyi, yani 249 bin 600 kişiyi buldu.
Bu kapsamda sadece İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya’da sosyal yardımlarla ayakta duran hane sayısı 835 bin 335 olarak belirtildi.
Yoksullukla mücadele için 180 milyar lira harcandı
Sözcü Gazetesinden Cem Yıldırım’ın haberine göre beş zengin ilde yardımla ayakta duran vatandaşların sayısı ise 3 milyon 341 bin 394’i kadar çıktı.
Sürekli olmayan sosyal desteklerle ülkenin neredeyse dörtte biri sosyal yardımlardan yararlanıyor.
Bu kapsamda yoksullukla mücadele için sadece bu yılın haziran ayında 32 milyar 98 milyon 650 bin TL devletin kasasından çıktı. 2025 yılının ilk altı ayında ise yoksullukla mücadele için harcanan tutarın 180 milyar 212 milyon 189 bin TL’yi bulduğu belirlendi.
Sosyal yardımla ayakta duran bir toplum mu, üretimle güçlenen bir toplum mu?
2025’in Türkiye’sinde ‘Sosyal yardımla ayakta duran bir toplum mu, üretimle güçlenen bir toplum mu?’ sorusuna cevap büyük önem taşıyor.
Çünkü sosyal yardım, ekonomik dengesizlikleri hafifletmek için var olmalı; milyonları bağımlı kılacak bir kalıcı düzenin adı olmamalı.
Bu tablo, yalnızca yoksulluğu değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın kırılganlığını da gözler önüne seriyor. Türkiye’nin geleceği, yardıma muhtaç kitlelerin çoğalmasında değil, bu kitlelerin üretime katılabileceği, emeğiyle geçinebileceği, kendi yaşamını kurabileceği bir düzeni inşa etmekte yatıyor.