DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

FAHİŞ’E ‘DUR’ DE

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News

Bir haberde deniyor ki; “Bir çok üründe son 1 yıllık dönemde yüzde 50’yi aşan fiyat artışları yaşandı, örneğin 1 kilogramlık beyaz peynirin fiyatı yüzde 85 artarak 26 liradan 48 liraya yükseldi, 5 litrelik ayçiçek yağının fiyatı 56 liradan 80 liraya kadar çıktı, halde 2 lira olan domates marketlerde ve pazarda 8 liraya tüketiciye sunulmaya başlandı, benzer durum soğan, patates gibi temel gıda maddelerinde de görüldü, yumurtanın fiyatı bazı yerlerde 1 lira 3 kuruşa kadar çıktı.”

Bu haber doğru, fakat eksik bir haber, çünkü Türkiye’de fahiş fiyat uygulaması son 1 yıldır değil, son 10 yıldır kademeli olarak yaşanıyor, yani biz bu günlere bir gecede gelmedik, biz bir sabah kalktığımızda 5 liraya aldığımız peynirin 50 lira olduğunu görmedik, biz bu zamları 2 liralık, 5 liralık, bazı kritik dönemlerde de 10 liralık artışlarla yıl ve yıl, alıştıra alıştıra, hissettirilmeden gördük.

Hatırlayın, o yıllarda yavaş yavaş büyüyen bu durumu hissedip de bağıranların nasıl susturulduğunu, bir çiftçinin derdini anlatırken anasını da alıp gitmek zorunda kaldığını.

İşte o gün anasını alıp da gitmek zorunda kalan dürüst ve namuslu insanların anlatmak istediği, bu gün yaşanan fahiş fiyatların oluşacağıydı.

Bakın çevrenize, her şey fahiş değil mi, otoyollar, köprüler, tüneller, saraylar, gökdelenler, rezidanslar, villalar, daireler, 1+1’ler, hastaneler, oteller, pansiyonlar, kiralar, otomobiller, ticari araçlar, banka kredileri, hepsi fahiş değil mi?

Balık baştan kokuyor, iktidarın tam da 10 yıl önce “İtibardan tasarruf olmaz” zihniyetiyle başladı her şey, şimdi elimizde tasarruf etmeyen bir iktidar ve her dakikasını tasarruf ederek geçirmek zorunda kalan, anasını, çoluk, çocuğunu da alıp bir kenara çekilmiş vatandaşlar var, ama itibarımız yok.

Fahiş fiyatların oluşmasında 5 büyük market zinciri patronunun parmağı olduğu söyleniyor, bu 5 patron bir araya gelip tekelleşirken Devlet’in memurlarının ne işle meşgûl olduklarından söz edilmiyor!

Bir de bazı uyanıklar var, fırsat üzerine fırsat yaratan vatan, millet sevmezler var, kendi halkına değil de, elin oğluna yol açanlar var, bakın Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz ne diyor;

“Türkiye’de ekilmeyen bir karış tarım toprağı kalmamalı, yüksek enflasyonu düşürmek için üretim daha fazla olmalı, Türkiye’de milyonlarca göçmen var, bu göçmenlerin çoğu devlete yük oluşturuyor, göçmenlerin de para kazanması ve ülkeye faydası olması için devletin elindeki ekilemeyen tarım alanları göçmenlere ektirilebilir.”

Yani vatan evladına “Ananı da al git”, el oğluna “Ananı da al gel” diyecek kadar itibar zehirlenmesi yaşayan bir siyaset, sivil toplum ve iş dünyasının yön verdiği bir ülkede, vatandaş bırakın yaşamayı, sadece nefes almaya çalışıyor.

İnsanların alnına silahı dayamışlar, “Ya canını, ya malını” diyorlar.

Mahalle yanıyor, Fahiş saçlarını tarıyor.

YORUM YAP