Dert yanan çiftçiyi anasıyla birlikte kovdu.

Danışmanı işçi yakınını tekmeledi.

Yandaş gazetecisi muhabiri tokatladı.

Partilisi muhalefet liderine yumruk attı.

O yapar da vekili durur mu, o da muhalif meslektaşını yumrukladı.

İşadamı millete sinkaflı söz etti.

Hepsi terörist lidere “Hoca Efendi” dedi.

PKK’lılarla türkü söyleyip, halay çektiler.

En azılısını TRT’ye çıkartıp, mektup okuttular.

Elbet bu kadar zulmün bir faturası da olur!

Peki bu fatura ne zaman ve nasıl kesilir?

İşte bu sorunun cevabı cümlenin içinde gizli.

Tersinden gidelim; ortada bir fatura var, peki kim ödeyecek, tabi ki millete zulüm yapan.

Zulüm yapan bunu hangi güç ve yetkiyle yapıyor, tabi ki milletten aldığı güç ve yetkiyle.

Demek ki; milletten alınan güç ve yetki, yine aynı millete zulüm olarak dönüyorsa ve aslında yaşamın kendisi bir döngüyse, bir gün zulüm de kendisine güç ve yetki verilene dönecektir.

Zaten bilimsel olarak bakıldığında tüm matematik, fizik, felsefe ve benzeri bilimler bu gerçeklikten hareket eder.

Ahlak değerlerine göre herkes ektiğini biçer.

Dinimize göre herkes yaşattığını yaşar.

Ve 2022 yılına girdik, yeni yıl yeni umutlar demek.

Yeni yılın tüm kötülüklerden, baskı ve zulümden kurtulduğumuz yıl olmasını diliyorum.

Sağlıkla kalın.