DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

BÜYÜKLERE ÇINGIRAK YA DA TARİHTE OYUNCAKLAR

Yayınlanma Tarihi : Google News
BÜYÜKLERE ÇINGIRAK YA DA TARİHTE OYUNCAKLAR

Bazen gazete notlarından ilgimizi çeken yazıları keser bir kenara koyarız. Bu notların illa ki gündemle ilgi olması gerekmez, yeter ki bizim dikkatimizi çeksin. Böyle bir sayfa nüshasını 22 Ağustos 2016 tarihine ayırmışız; başlıkta, ‘4 bin 200 yıllık oyuncak bulundu’ haberi dikkatimizi çekmiş.

…Buna göre çıngırak olarak bildiğimiz, küçük çocukları avutmakta vazgeçilmez eğlencelerimizden olan oyuncağın bir benzeri Aksaray’ın Yeşilova kasabasında, Acemhöyük kazı alanında bulunmuş.

Düşünün, günümüzden 4.200 yıl önce, yani erken tunç çağı olarak adlandırılan tarih döneminde çocuklar bu oyunu oynamışlar;

Tabii o zaman plastik yoktu; bunun yerine toprak kaptan çıngırak yapmışlar; çamuru yoğurup biçim vermişler; çanta şeklinde… Üstünde bir kulpu var. İçine taşlar konulmuş; kabı salladığınızda çakıl taneleri sayesinde güzel ses çıkarıyormuş.

Düşünün o zamanlar plastik ana-kucakları yoktu, çocuk arabaları yoktu; hatta bebeklere giydirilecek tulum veya yataklarına iliştirilecek yastığın dikişlerinin nasıl olduğunu bile bilmiyoruz;

Bugün tığ’a benzeyen iğneler vardı belki ama demirden…

Bakır kullanılıyordu; sonra kalayla karıştırdılar ve tunç metali bulundu.

Metal işleme sanatındaki gelişmeler ekonomi hayatını da etkilemiştir; bunu özellikle ulaşım yollarında çok açık bir şekilde görürüz.

Nitekim o dönemlerde Mezopotamya ile Anadolu hatta Trakya şehirlerini birbirine daha da yakınlaştıran ticaret yollarında daha yeni-yeni bir kara-taşıtı görülmeye başlanmıştı;

Bu da dört tekerlekli kağnı arabasıydı!

Tekerleğin icadı medeniyetlerin ilerleyişini hızlandırmıştır elbette ama çocukların ‘oyun’ dünyasına da katkısı olmuştur.

Nasıl mı?

Kendimize soralım, kağnı arabasıyla aylar süren bir iş gezisinden dönen bir işadamı, bugünün Aksaray’ın Yeşilova kasabasında, Acemhöyük bölgesindeki evine dönerken çocuğuna hediye olarak ne tür bir oyuncak getirmiş olabilir?

Benim tahminim 4 bin yıl önceki en güzel oyuncaklardan biri tokaç’ tı…

Anlatalım.

Bugün Suriye sınırında bulunan, kendi adıyla anılan Karkamış Harabelerinden çıkan lahitlerde, resimlerde ‘tokaç’ figürü var;

Dönem, M.Ö. 1650’ li yıllar.

Yani günümüzden yaklaşık üç bin beş yüz yıl önce.

Yer Fırat Havzası.

O yıllarda Hititlerden veya Asurlulardan kalma günümüzde hâlâ oynan tokaç çevirme oyununa benzer ifadeler var. Başka çocuk eğlenceleri de var, mesela üç-taş oyunu…

Bu çocuk oyunu yüzyıllar geçse bile hâlâ aynı kültürle bugün de devam ediyor; mesela Muğla-Ula ilçesinde ‘biccil’ denilen üç-taş oyunu vardır ki böyledir.

İlginç olan, aynı oyunlar eski Türklerde Köçürme’ ye benzer bir şekilde oynanır; yere çizilmiş bir takım çizgiler üzerine dizilen taşları toplarken, öbür tarafın taşlarını kapmakla kazanılan bir yarışmadır.

Bugün beş taş-dokuz taş denilir…

O halde oyuncaklar üzerinden tarih yolculuğumuza şimdi Kafkaslar üzerinden devam edelim.

Anadolu folklorundaki çocuk oyunlarının bir kısmının eski Türklerde de yer aldığını görüyoruz.

Mesela bugün Çelik-çomak diye bildiğimiz, biri uzun-diğeri kısa iki tahtayla oynanan oyunun da Divan- ı Lügatü Türk’ te yer aldığını biliyor muyuz?

Yüzyılda, Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 yıllarında yazılan bu eserde Körebe gibi, seksek gibi, ip çekme gibi oyunlar vardır.

Yine mesela ‘Tepük’ adı verilen ve bugünün bir çeşit futbol oyununa benzer oyun da vardır.

Tepük, Tepik… Tepmek buradan gelir; ayakla vurmak anlamında.

Ama bu konularda çok daha geniş bilgi almak istiyorsanız, Metin And’ ın ‘Oyun ve Bügü’ –Türk Kültüründe Oyun Kavramı, kitabını salık veririm, müthiş bir çalışmadır.

Mezopotamya ve Kafkas coğrafyasını gezerken eski Roma topraklarına uzanmadan olmaz; bu coğrafya birçok kez imparatorluk sahalarına girdiği için Çocuk oyunlarının evrenselliği gösteren birçok örneği daha rahat görebiliyoruz.

Ama biz biraz daha detay verip Avrupa’ nın kuzeyine uzanalım;

Hollanda… Flaman ressam Pieter Brueghel ‘in 1560 yılında ahşap panel üzerine yağlıboya ile çizdiği tablo, 16. Yüzyıl Hollanda’ sından 80 farklı çocuk oyununu canlandırır. –Tablo Avrupa’ da çocuk oyunlarına ilişkin en eski ve geniş kayıtlardan biridir; Viyana’ daki Sanat Tarihi Müzesi’ nde sergilenmektedir.)

Bu tabloda sokakta topaç çeviren çocuklar vardır, rüzgârgülü’ yle oynayan vardır; tahta at vardır ki bizlerin de çocukluğunda oynadığımız bir oyundu; halat çekme, körebe oyunlarına burada da rast geliyoruz.

Özetlersek; oyun kültürü evrenseldir; hangi coğrafyada, hangi dönemde olursa olsun, çocuklar oynayabilmeli…

Çocuk, insanın vicdanında temiz kalabildiğince, insanlığın mutluluğu yücelir!

Osman Özbaş

 

YORUM YAP