Atanabilmek için, koltukta kalabilmek için siyasilerle olmadık ilişkilere giren rektör ve rektör adayları görmekten toplum olarak sıkıldık ama görülüyor ki akademik ünvanlı kişiler bu işlerden hiç sıkılmıyorlar hatta çıtayı daha da yükseltmekte kendilerince bir sakınca da görmüyorlar.

Önümüzdeki günlerde 30. Kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi şu günlerde yeni rektörünü karşılamaya hazırlanıyor. 14 Temmuz 2022 tarihinde görev süresi dolacak olan Prof. Dr. Hüseyin Çiçek’in ikinci kez atanmasına üniversite ve Muğla kamuoyunda sıcak bakılmıyor. Ancak 5 Temmuz 2022 tarihinde sosyal medyaya düşen bir haberde rektör Çiçek ve MHP il başkanının MHP Genel merkezinde birlikte ziyarette bulundukları görüldü. Rektörün mesai saatleri içerisinde il dışına nasıl gittiği, kimlerle gittiği dışında iktidar partisi ve diğer partileri değil de MHP’ni ziyaret ettiği de kamuoyunda gündem olmuş durumda. Görünen o ki rektör Çiçek ikinci kez atanabilmek için görevin kendine verdiği yetkiyi sonuna kadar kullanmaya azmetmiş; mesaisini yine görevi ile ilgili harcamak yerine siyasi bütün kapıları zorlayarak kendini yeniden atama derdinde.

Çiçek’in bu sorumsuzca davranışları üniversite içinde ve diğer üniversiteler tarafından da şaşkınlıkla takip edildiğinden olsa gerek yeni rektör atama sürecine rekor seviyede başvuru yapıldı. Aynı tarihte rektörlerinin görev süresi dolacak olan ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden daha büyük üniversitelere bile bu kadar başvuru yapılmazken ve diğer dört üniversitenin rektör adayları sadece bir günde mülakata alınırken Muğla için ise ayrı bir gün mülakat yapılması ve 83 adayın katılması oldukça düşündürücü bulundu.

Rektör adaylığı için başvuranların çoğunun başka üniversitelerden olması, üniversite içinden fazla adayın çıkmaması da kampüste oluşturulan baskının sonucu olarak değerlendirildi.

Göreve geldiği 2018 yılından beri üniversite teamüllerine aykırı yaptığı icraatlar ve kurumda estirdiği baskı ortamıyla sık sık gündeme gelen rektör Çiçek, üniversiteyi şehrin dinamikleriyle birleştiremediği gibi son olarak da şehirle entegrasyonda önemli payı olan Teknopark yönetimini feshederek iş dünyasıyla da bıçak sırtı olan bağlarının iyiden iyiye kopmasına sebep olmuştu.

28 Şubat’ın etkisinin sürdüğü ve İngiliz vatandaşı da olan dönemin rektörü Prof. Dr. Şener Oktik döneminde Muğla Üniversitesine doçent olarak ataması yapılan Hüseyin Çiçek’ in siyasetin peşinde geçirdiği zamanın birazını olsun yerleşkeye ayırmaması kampüs içerisinde de sık sık huzursuzluklar yaşanmasına sebep olmuştu.

Geçtiğimiz aylarda yine teamüllerin dışına çıkarak, fakülte ve bilim kurullarının onayı olmamasına rağmen bir arkadaşına kadro vermek isterken takındığı baskıcı tavır da kamuoyunda şiddetli tepkilere yol açmış, sendika ve STK’ların protestoları gündem olmuştu.

Akademisyenin siyasi özgürlüğü, siyasi tavrının olması siyasal ve sosyal her alanda kendi görüşlerini açıklamasının önünde bir engel bulunmadığını belirten vatandaşlar, kendilerine koca bir kurum emanet edilmiş, idari görevde bulunan kişilerin bu sorumsuzluklarının daha ne kadar süreceğini bilmediklerini ve görünen tablonun kendilerini bir hayli üzdüğünü ifade ederek şu soruyu sormaktalar:

Yoksa rektör atama kriterleri değişti de biz mi kaçırdık?