Eskiden –Çok eskiden- büyüklerimiz masallar anlatırken dağ taş konuşur, su akar, vadiler, ormanlar, rüzgâr ya da gecenin, baharın rengini süslerken doğayı hep kuşlarla betimlerdi.
Masallar bilgelik dersleridir.
Simurg –Zümrüdüanka- kuşunun efsanesi bilirsiniz, beni hep etkilemiştir; Kaf dağı ve hayat yolculuğu ve mücadelesi harika anlatılır. Onun bilgi ağacından bir yuvası vardır. Ateşte yanar, küllerinden doğar; ve bülbülün aşkı ve bilgeliğe geçiş anlatılır…
İnsanın kendindeki aşkın olanı bulma sevdası…
O yüzden olsa gerek ilk okuduğum eserlerden olan ‘Vadim O Kadar Yeşildi ki’ (Yazarı Richard Llewellyn) kitabının ismiyle de beni büyülemesinin bir nedeni, doğanın insan yüreğine dokunan ismiydi. O vadiler büyüdü Gediz Ovasına dönüştü ve ben ilk eserim olan ‘Gediz Kıyılarında Bir Zamanlar’ eserimi yazarken çocukluğumun masallarından arta kalan o güzelliklerin doğadaki yansımasını sayfalara aktarmaya çalıştım.
Kitabımın ilk baskısının kapak resminde de kuşlar vardı, özellikle istedim.
Bugün bile şehirarası yollarda penceremden bakarken kuşları gözlemlerim.
Şimdi bu gözlemlerimi elimin altında daha kalıcı bir halde bulma imkânı yakaladım.
‘Filatelik Görsellerle PULLARA KONAN KUŞLAR’ kitabı. Manisa’ nın saygın işadamlarından olan Salim Yavaş’ ın koleksiyonundan yayınlanan, Şerif Antepli’nin hazırladığı bir kitap bu. Eserde yer alan filatelik (pul) görsellerin asılların tamamı Salim Yavaş’a ait.
Her kıtadan, 144 ülkeden kuş çeşitlerine dair görsel, bunlara dair bilgi ve filatelik bilgi notları var. Şerif Antepli’ nın sunuş yazısında Zümrüdüanka, Hüma gibi mitolojilerde, efsanelerde yer alan anlatılara gönderme yaparken Nuh zamanına da gider, yeni toprakların ve yaşamın izlerini bulmak için beyaz güvercini yollar…
Bir zaman sonra Ak Güvercin ağzında bir zeytin dalıyla döner; işte tufan bitmiş ve zeytin ağacı yaşama kök salmıştır.
Bence insanın gönül vadilerindeki ‘bilgeliğin’ izlerini zeytinde, kuşlarda ve doğanın güzelliklerinde arayanların vicdanları insanlığı kucaklayan bir değer taşır, paylaşıldıkça kıymetlenir.
Salim Yavaş ‘Uçan Pullar’ başlıklı ön söz yazısında şöyle diyor:
‘Paylaşılmayan bilgi sadece bir kişinin kafasındadır. Paylaşıldıkça gelecek ve beşeriyet için faydalı hale gelir. Koleksiyon da aynı böyledir. Paylaşıldıkça kıymetlenir.’
Kuşların dünyasına yolculuk biraz da gönül vadilerimizdeki masalları yeniden yazmak-yaşamaktır.
Bu kıymetli çalışmada emeği geçenlere ve Salim Yavaş beyefendiye içten iyi dileklerimi sunuyorum.
Osman Özbaş
