DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

SOMA’ DAN BARTIN’A MADEN KAZALARI -1

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
SOMA’ DAN BARTIN’A MADEN KAZALARI -1

Soma maden kazasının iki gün sonrasında Manisa yerel gazetesi olan Hayat’ da SOMA: ‘ÇİZMELERİMİ ÇIKARAYIM MI?’ başlığında köşe yazım yayınlandı. (Bu yazı o dönemde Soma kazasının nedenleri üzerine belki de ilk tahminleri yürüten yazıydı; tarih 15/05/2014) Önce bu yazımda yer verdiğim görüşlerimi özetleyerek paylaşacağım;

‘Soma’daki maden kazası nedeniyle çok büyük acı içindeyiz. Gün yas günü. Sahada daha ulaşılmayan galeriler var; can kaybı henüz belli değil; içimiz sızım-sızım sızlıyor. Bugün boynumuzu eğip, sonsuz canlar-diyarına uzanan emek yolunun ışığına saygımızı göstereceğiz…

Ama onca emekçinin maden tünellerinde çektikleri çile hem çok büyük acı veriyor, hem de kazanın oluş biçimi nedeniyle çok derin bir öfke duyuyoruz.’’

Dün gibi bugün de öfkeliyim.

‘’Kimi trafo patladı diyor; öyle ise, bu tür trafolarda yanmayan ampul ve kablolar kullanılır; bazıları da galerilerde belki artık kendi-kendine kızışan cevhere, yani kritik, kendi-yanma etkisinden monoksit artış seviyesinin hızla yükselmiş olacağından söz ediyor; iyi de bunun fark edilmesi için ölçümler yapılmalı; sondajlar daha bir dikkatle yürütülmeli değil mi?’’

Dün gibi bugün için aynı soruları soruyorum.

‘Mukadderat-fıtrat’ diyerek geçiştirilerek insan hayatının değersizleştirilmesi nasıl bir siyaset kaygısıdır!

‘’ Anadolu İnsanının iyi bir işyeri donanımında çalışma hakkı yok mudur?

Emek hakkı; birinci sınıf insan olma-yaşama standartlarına ulaşma hakkı yok mudur?.. Yani gelişmiş ülkelerde iş sağlığı ve güvenliği nasıl anlaşılıyorsa, Anadolu İnsanın da böylesine güvenlikli koşullarda çalışma hakkı yok mudur?..

Bu bir zihniyet devrimidir ve yazının esas konusu budur;

Almanya’da, Fransa’da böyle kazalar olmuyor da neden bu memlekette bu facialar oluyor?..

Son on yılda madenlerde kaç can gitti?.. Can kayıplarıyla, çalışma verimliliği ve iş güvenliği uygulamaları arasında nasıl bir ilişki var?..

Diyelim bu konuda her şey tamam; alet-ekipman tamam; ama insan merak ediyor yine, dünyada tonu 140 dolara kömür çıkaranlar var; biz de 23.8 dolar; bu kömür maliyeti nasıl bu kadar düşük çıkarılabiliyor? Aradaki farkın anlamı nedir?…

Bu sahalar Türkiye Kömür İşletmeleri’ nin yönetimindeyken pek kaza olmazmış; ne zaman ki özel sektöre açılmış, kazalar arka-arkaya gelmeye başladı;  acaba İş güvenliği uzmanlıklarının bile özelleştirildiği bu tür sahalara denetim istenilen ölçüde yapılamıyor mu? Maden ocağı sahipliği, ruhsat verenler ve madenleri denetleyenler arasında ‘güvenlik-kontrol’ sisteminde bir aksaklık mı var?… Acaba iş yükünde mi bir sorun var? Bunlar üzerinde hiç düşünmeyelim mi?

İnsan merak ediyor, bu gibi olaylarda taşeronlaşmanın neredeyse bir devlet politikası haline gelmesinin acaba olumsuz sonuçları mı yaşanıyor? Acaba emek-işgücü üzerinden maliyetleri düşürmeye çalışacağım diye iş güvenliği istenildiği kadar dirayetle uygulanmıyor mu?’’

…Demişiz ve ardından kaza kurtarma çalışmalarına yoğunlaşmamız nedeniyle, bu konudaki görüşlerimizi daha sonraya bırakmışız.

O nedenle 2. yazıyı yarın yayınlayacağım.

                                                                                                                                                                    Osman Özbaş

YORUM YAP