Atatürk, 30 Ekim 1923 günü İsmet Paşa’ya gönderdiği mektupta şunları yazmaktadır. ” Doktor sayısı: 337, Sağlık memuru: 434, Ebe: 136, Eczane: 60 (8’i Türk), Trahomlu hasta sayısı: 3 milyon, Diş doktoru: Hiç yoktur, sıtma, tifo, tifüs ve Frengi hastalığı çok yaygın, bebek ölüm oranı: % 60, nüfusumuzun % 80’i köylerde yaşıyor. Köylerde telefon, motor ve makine yoktur, kiremidi bile ithal ediyoruz, Düşman orduları binlerce köyü ve binaları yakıp yıkmıştır. Elektrik sade İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta vardır, üretilen toplam elektrik enerji miktarı 50 KW. saattir.
Yunanistan’dan gelen göçmen sayısı 400 bin kişidir, çocukların ancak 1/4’ü okula gidebiliyor, 40 bin köyden ancak üç bininde ilkokul vardır, halkın eğitim sorunu çözülmemiş, oysa Cumhuriyet insan malzemesini hazırlamalı, namus cephesini güçlendirmeliyiz. Allah yardımcımız olsun. ”
Nüfusumuz 13 milyon, 11 milyonu köylerde yaşıyor. Un, şeker ve yağı ithal ediyoruz, beş bin dekar arazi sulanabiliyor, 5 bin köyde sığır vebası var, bir milyon kişi frengi, 2 milyon kişi sıtma hastası, anne ölüm oranı % 18, ortalama ömür süresi 40 yıl, sermayenin % 5’i Türk, % 95’i azınlıklara aittir. Devlete ait Hereke İpek, Feshane, Beykoz Deri ve Bez fabrikaları vardır. Özel kişilere ait Tarsus’ta Rasim DOKUR ve Sadık ELİYEŞİL Çukurova Dokuma Fabrikaları vardır. Sanayi işletmelerinin % 96’sında motor yok, 10 kişiden fazla istihdam edilen işletme sayısı 280 olup bunun 250’si yabancı sermayeli işletmelerdir. kişi başına Düşen Milli Gelir 45 A.B.D. Dolar’ıdır, otomobil sayısı çok az olup karayolları da yetersizdir.
Okumuş aydınlarımız 1912- 1922 döneminde cephelerde erimiştir, erkeklerin 5 7’si ve kadınların da binde 4’ü okuma- Yazma biliyor, okur- yazar erkekler genellikle subaylar ve memurlardır, okur- yazar kadınların çoğu ise Azınlık okullarından ve yabancı okullardan mezun olan azınlık mensubu kadınlardır. son 150 senede 417 kitap yayınlanmıştır, sadece İstanbul, İzmir ve Adana’da günlük gazete yayınlanmaktadır. Ülkemizde toplam 4 bin 85 ilkokul, 72 Ortaokul ve 23 Lise bulunmaktadır, liselerimiz 1914- 1922 yılları arasında erkek öğrenci mezun vermemiştir, son sınıf öğrencilerimin tamamı cephelerde şehit olmuştur. 18 yaşındaki son sınıf öğrencilerinin tamamı Ankara Cebeci Çayırında 45 günlük askeri eğitimden sonra Batı Cephesinde Bölük Komutanı olarak görevlendirilmiş, bu genç Yüzbaşıların % 85’i Sakarya Savaşında şehit olmuşlardır.
Tüm Liselerde sadece 230 kız öğrenci öğrenim görmektedir, Öğretmenlerin % 30’unun Öğretmenlik eğitimi ve diploması Yoktur, Eğitmen idiler. sadece İstanbul’da bir adet Üniversite ( Darülfünun) bulunmaktadır. Genç nüfus yok denilecek kadar azalmıştır, Giresun ilinde 15- 60 yaş arasındaki tüm erkekler Topal Osman Ağa’nın oluşturduğu 42. ve 47. Alaylara katılmışlar ve çoğu kurtuluş Savaşında şehit olmuşlardır. Giresun ilinin Bulancak ilçesinin bir köyünde vefat eden bir yaşlı erkeği zorunlu olarak kadınlar defnetmiştir zira köylerde erkek kalmamıştır.
Isparta’nın Sütlüce ilçesinde memur ataması için sadece okur- yazar şartı aranmasına rağmen hiç okuma yazma bilen erkek memur adayı bulunamamıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Adana merkeze bağlı Köprüköy’de bulunan Topçu Tugayına askere giden babam, 200 erden müteşekkil bölükte tek okur yazar olduğundan Bölük Yazıcısı ve Çavuş rütbesi ile görevlendirilmiş ve tezkere almadan önce kendisine Eğitmenlik teklif edilmiş ama babam evli olduğundan kabul etmemiş. ”
Atatürk bizi bir gecede cahil bıraktı” diyen hayatında ilkokul kitapları hariç bir tane bile kitap okumamış kara cahiller o günkü şartları bilmeden konuşuyorlar. Bilgisiz kişiler zırvalar, bilgisiz kişiler davula benzer iyi ses çıkarırlar ama içi boştur.
Türkiye Cumhuriyeti sayesinde okuyup öğretmen oldum, beni Devletim ve Milletim okutmuştur, her şeyimizi Cumhuriyet’e borçluyuz. Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun, nice yüz yıllarca yaşasın.
KAYNAK: ERİŞ ÜLGER ” ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ”