Yine bir ilim ve kültür derneği, yani bir cemaat, yani bir tarikat, yine korkunç, dehşet verici bir olay, yine hasta ruhlu bir katil, yine hayatı kararan, canından olan bir genç, yine kılı bile kıpırdamayan, zerre pişmanlık duymayan bir ebeveyn.

Ama önce yakın tarihe bir bakalım;
– Aladağ’da Süleymancılara ait bir yurtta meydana gelen yangında 11 öğrenci yaşamını yitirdi.
– Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER’e ait evlerde kalan 45 çocuk cinsel istismara uğradı.
– Konya’nın Taşkent ilçesinde 2008’de ruhsatsız Kız Kur’an Kursu yurdunda yaşanan patlamada 17 öğrenci öldü.

Mehmet Sami Tuğrul’un da amacı okumaktı, ama olmadı, başı satırla kesilerek öldürüldü, bir ruh hastasının işlediği cinayete kurban gitti, göz göre göre, pisi pisine…

Antalya İlim ve Kültür Derneği’nin, bilinen diğer adıyla Alim Derneği’nin öğrenci yurdunda meydana gelen korkunç olay duyanların tüylerini ürpertti.

Yurtta aşçı olarak çalışan ve ruh sağlığı bozuk olduğu bilinen İhsan Güney, mutfakta duvara dayadığı Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un başını satırla kesti.

İhsan Güney, kestiği başı Tuğrul’un göğsünün üzerine koyup “Deccal’i vurdum” diye bağırdı, ardından satırı da gencin göğsünün üzerine bıraktı.

İhsan Güney 21 yıldır aşçı olarak çalışıyor, olay tarihinden 3 ay önce tarikat yurdunda işe alınıyor,
– 2 Mart 2020 tarihinde hastaneye 15 gün yatış yapıyor, şizoaffektif bozukluk ve bipolar duygulanım bozukluğu ile psikotik belirtisiz manik teşhisi konuyor,
-17 Mart 2020 tarihinde düzenlenen doktor raporunda tanı olarak bipolar duygulanım bozukluğu,
– 27 Kasım 2020 tarihinde düzenlenen doktor raporunda ise bipolar duygulanım bozukluğu ve unipolar, depresyon, depresif nöbet tanısı konuyor.
– Bu tarz hastalıklarda her ay rutin kontrollere gitmesi gerekirken, 29 Temmuz 2021 tarihinden sonra bir daha kontrole gitmediği tespit ediliyor, ‘Mala zarar verme’ suçundan da sabıkası bulunuyor.

Tarikat yurdunun ‘Kaçak’ olduğu, İçişleri Bakanlığı tarafından denetlenmesi gerektiği, Antalya Valiliği’nin ise yurdun bu zamana kadar neden kapatılmadığı sorusuna yanıt vermediği bildirildi.

Bir de kurbanın babasının açıklaması var ki, akıllara zarar;

“Oğlum emin ellerde, düğün gecesi olarak düşünüyoruz.”

Şimdi üç kelimeyle de olsa tepki vermeyelim mi?

Allah müstahakınızı versin.