DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

KRİZ YÖNETİMİ Mİ KERİZ YÖNETİMİ Mİ

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
KRİZ YÖNETİMİ Mİ KERİZ YÖNETİMİ Mİ

6 Şubat 2023 tarihinde, dokuz saat ara ile meydana gelen ve on ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli iki deprem sonrası küçük bir grup arkadaşımızla yaptığımız sohbet sırasında, “Hemen kriz yönetim merkezleri ve/veya masaları kurulması, mevcutlarının da çalıştırmalarını hızlandırması gerekir.” demem üzerine, bizi sessizce dinleyen, aramızdaki lakabı ‘Doğrucu Davut’ olan, en son söyleyeceği sözü, en başta söyleyen bir arkadaşımız, “Bırak boş konuşmayı, kriz değil, keriz yönetiminden, yıllardır bizi keriz yerine koyanların yönetiminden bahset!” dedi ve kalkıp gitti.

Arkasından düşündüm, arkadaşım ne demek istemişti? Haklı mıydı? Haklıydı. Ama gün, suçlama günü değil; yapılması gerekenleri yapma ve yaşanılan hâl ile ilgili neden-sonuç ilişkisini yazma günü” diye düşündüm ve geçmişte yaptığım Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü görevim sırasında gerçekleştirilen cezaevi operasyonları ve sonrasında F Tipi Cezaevlerinin acilen hizmete sokulması, vuku bulan 17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım 1999 Düzce depremleri, Abdullah Öcalan’ın teslim edilmesi, pişmanlık yasalarından faydalanmak isteyenlerin teslim olmaları vb. olaylarla ilgili olarak oluşturulan kurul, komisyon ve kriz masalarında görev aldığımdan, edindiğim deneyimlerin aktarılmasının faydalı olabileceği kanaatiyle ‘Kriz Yönetimi’ üzerine yazmaya karar verdim.

Aklıma, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku derslerimize gelen rahmetli Doç. Dr. Mukbil Özyörük’ün çok sık tekrarladığı, “İdareciliğin okulu yoktur, yaşayarak öğrenilir!” cümlesi geldi.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde birlikte çalıştığım Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Öztosun da, “Biz millet olarak organize olmakta, organizasyonlarda, koordineli ve fonksiyonel çalışmalarda başarılı değiliz. Bunun bir okulu ve kursu olsa gideceğim!” derdi.

Şüphesiz ki, üniversitelerin işletme ve mühendislik fakülteleri, kamu yönetimi bölümleri, polis ve harp okullarında bunların dersleri verilmektedir.

Afet ve afet yönetimine ilişkin mevzuat, 661 ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle değiştirilen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile İlgili Bazı Düzenlemeler  Hakkında Kanun ve bu Kanuna uygun olarak çıkarılan Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri Yönetmeliğinde yer almaktadır. Alakalı mevzuat çerçevesinde de, İçişleri Bakanlığı ve valilikler nezdinde kurulmuş kriz yönetim merkezleri bulunmaktadır.

O yıllarda, bu konudaki eksikliğimizi, ilgili akademisyenler ve deneyim sahipleriyle konuşmak, kişisel gelişim kitapları okumak, karşılıklı bilgi alış-verişinde bulunmak ve tartışmak suretiyle gidermeye çalışmıştık.

*           *          *

Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre, krizin ve kriz yönetiminin birden ziyade karşılığı var. Ben burada krizi, ‘çöküntü, bunalım, buhran’; kriz yönetimini, ‘Bir ülkenin karşılaştığı ulusal, uluslararası herhangi bir sorun veya doğal afet durumunda, sorunun en az zararla atlatılabilmesi için gerekli kararların alınması işi’ karşılığı kullanacağım.

Meydana gelen deprem, Ülkemizde büyük bir kriz yaratmıştır. Depremin olacağı, bazı siyasetçilerçe belirtilmekte ve özellikle bilim insanları tarafından devamlı tekrarlanmakta ve beklenmekte ise de, bunun zamanını kesin olarak belirlemek mümkün değildi. Ancak Ülkemizin büyük bir bölümü deprem kuşağı üzerinde bulunduğundan, Devletin felaket sonrasına hazırlanması gerekirdi.

Yedek Subay Okulunda derslerimize gelen bir binbaşı, “Savaşta düşman leblebi değil,  mermi ve bomba atacak. Onun için iyi hazırlanın!” diye tembihatta bulunurdu. Hekim ve şair Abdullah Molla da yaklaşık 160 yıl önce, “Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh.” (Şayet barış istiyorsan savaşa hazır ol) demiştir. Bunları, savaşa değil, doğal afetlere uygularsak, yapmamız gerekenler değişir mi? Değişmez, değişmemesi gerekir. Afetten önce gerekli önlemler alınmamışsa, büyük felaketlerin yaşanılması kaçınılmazdır.

‘Kriz’ sözcüğü, aciliyet ifade eder; özetle sorun ve sıkıntı demektir. Her kriz, aynı zamanda bir kaostur (kargaşadır), belirsizliktir ve riskler içerir. Krizler, çözüm için ivedi karar alma ve müdahaleyi gerektirdiğinden gerilim yaratır. Dolayısıyla kurulan kriz masaları, yönetim krizine düşmemelidir. İyi yönetici ve liderlik, kriz anlarında belli olur. İyi yönetici strese girmemeli, önder niteliklerini taşımalı, öngörü sahibi, dürüst, tarafsız, güvenilir, soğukkanlı ve aksiyon insanı olmalıdır.

Kriz yönetimi başarı sağlamak için; iletişim kanallarını açık tutmalı, çevreyi izlemeli, empati kurmalı, tepkileri anlayışla karşılamalı, acıları paylaşmalı, öfkelenmemeli, talep sahipleriyle tartışmaya girmemeli, verileri toplamalı, bilgi akışını sağlamalı, gerekli taramaları yapmalı, sorunları doğru belirlemeli, yorumlamalı, değerlendirmeli, gerekirse risk almalı ve hızla çözüme varmalıdır. Çözüme varmak için de elindeki olanakları bilmeli, krizden en az hasar ve kayıpla çıkılması için çalışmalıdır. Üretilecek strateji ve taktikler; akla, bilime ve mantığa dayanmalıdır.

Kriz dönemlerinde, klasik yöneticilik kuralları anlamını yitirir. Çünkü ortada bir cenaze vardır ve kaldırılmalıdır. Böyle zamanlarda hukuk içinde kalınmakla birlikte, sorunun çözümü için üstün kamu yararı gözetilerek; gerektiğinde bazı kuralların uygulanmasından, girift ve karmaşık işlemlerden, bürokrasiden vazgeçilmeli, yetki merkezileşmeli, hiyerarşi mutlak olmalı; bürokrasiye hakim olan iç çekişmeler ve sürtüşmeler bir tarafa bırakılmalı, esnek davranılmalı ve inisiyatif kullanılmalıdır.

Afeti yaşayan ve özellikle yakınlarını kaybeden yerel yöneticiler değiştirilmelidir.

Kriz bölgelerinde, asayiş ve güvenlik sağlanmalıdır.

Kriz zamanında, açık ve şeffaf davranılmalı, yapılanlar kamuoyu ile paylaşılmalı ve düzenli aralıklarla duyurulmalıdır. Başarıya ulaşmak için halkın destek ve katılımı çok önemlidir. Kaldı ki kamu idarelerinin halka hesap vermeleri, görev ve sorumluluklarının gereğidir.

*           *          *

Gelelim Doğrucu Davut’un söylediklerine: Arkadaşım keriz yönetimi derken, kolayca aldatılabilen, aptal ve saf yerine konulan insanlarımızı kast ediyor, yapılması gerekenlerin yapılmadığını, depremin değil, çürük binaların insanları öldürdüğünü, zamanında tedbir alınmadığını ve hesap da verilmediğini; halkın da hesap sormadığını anlatmak istiyordu.

Arkadaşımın söyledikleri olması gerekenler. İşte sivil toplumun gücü de burada.

Depremi kimsenin küçümsediği yok. Meydana gelen deprem, kilometrelerce uzakta değil, bölgenin yedi kilometre altında meydana geldiğinden, çağımızın en büyük afetlerinden biri. İstenen, akıl ve bilimin ışığında, yetkin bilim insanlarının söylediklerini, yazdıklarını da önemseyip dikkate alarak olacakları öngörmek ve gerekli önlemlerini zamanında almaktır.

Şahsi kanaatim; milat olacağı ifade edilen 1999 depreminden gerekli dersin alınmadığı ve ileriye gidilmediği, hatta bazı noktalarda geri kalındığı; çıkarılan ‘İmar Barışı’ düzenlemelerinin yıkıma zemin hazırladığı; vukubulan son deprem öncesinde gerekli hazırlıklar yapılmadığından, kurulan kriz yönetimi ve yerel unsurlarının başarılı ol(a)madığı ve gerekenleri yapmakta çok geç kaldığıdır.

Sözün özü: Kahramanmaraş depreminin öncesi ve sonrasında siyasi iktidar ve kamu yönetimi başarılı olamamış, sınıfta kalmıştır. Ülkemiz, afetler cehennemidir. Kahramanmaraş depremi son değildir. Başka afetler mutlaka olacaktır. Temennim; olanlardan artık ders çıkarılması, kamuda gerekli değişim, dönüşüm ve yeniden yapılanmanın kısa sürede gerçekleştirilmesi, atama ve görevlendirmelerde liyakatin ön planda tutulması, yetkin bilim insanlarına kulak verilmesi, sivil toplumun desteğinin alınması, halkımızın da desteği ile Cumhuriyetimizin 100. yılında yaraların sarılmasıdır.

———-+———-

Güzel Sözler :

Yaşamın en büyük dramı; insanların yok olması değil, mücadeleden yılmasıdır. Cemil Meriç

“Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun?” dedi, öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an… Bozmadım. Özdemir Asaf

Hayatta değerli olan hiçbir şey, mücadelesiz kazanılmaz. Jackson Brown

Bir problemin güç olduğunu söyleme; eğer o güç olmasaydı, zaten problem olmazdı. Ferdinand Foch

YORUM YAP