DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Manisa Yeşilay’ın Gönüllüleri Yaşama Umut Katıyor -Röportaj-

Yayınlanma Tarihi : Google News
Manisa Yeşilay’ın Gönüllüleri Yaşama Umut Katıyor -Röportaj-

Bağımlılıkla mücadelede yüz yılı aşkın süredir aktif rol üstlenen Yeşilay,  sağlıklı bir toplum için farkındalık çalışmaları yürütüyor. Yeşilay, sadece bağımlılıkla mücadele eden bir dernek değil, aynı zamanda gençlerin bir araya gelerek fark oluşturduğu, dayanışma içinde üreten, öğrenen ve yaşama umut katan  bir topluluk. Bu gençler, yalnızca kendi geleceklerini değil, içinde bulundukları toplumu da daha bilinçli ve dirençli hale getirmeyi amaçlıyor. Biz de Yeşilay’ın bu idealist ve özverili genç gönüllüleriyle bir araya geldik, bu anlamlı oluşumun Manisa’daki gönüllü gençleriyle yürüttükleri çalışmaları, motivasyonlarını ve projelerini konuştuk.

Röportajı Osman Özbaş hazırladı.

Yeşilay olarak hangi misyonla hareket ediyorsunuz? Temel amacınız nedir?

Yeşilay’ın misyonu, bireyleri ve toplumu her türlü bağımlılıktan korumaktır. Biz genç gönüllüler olarak, özellikle tütün, alkol, madde, teknoloji ve kumar bağımlılığına karşı bilinçlendirme çalışmaları yürütüyoruz. Toplumu sadece bilgiyle değil; etkinlik, diyalog ve duygudaşlıkla bilinçlendiriyoruz. Amacımız, sağlıklı yaşamı bir alışkanlık hâline getirmek ve bu alışkanlığın toplumsal dönüşümünü sağlamak.

Gönüllülük süreciniz nasıl başladı? Sizi buraya getiren yollar nelerdi?

Bu yolculuk herkes için farklı başladı. Kimi arkadaşımız 1 Mart Engelli Koşusu vesilesiyle bu topluluğu tanıdı, kimi kendi araştırmaları sonucu gruba dâhil oldu. Bir diğerimiz, gönüllü bir arkadaşının önerisiyle toplantılara katılmaya başladı. Tesadüf gibi görünen bu başlangıçlar, bugün bizi bir amaç etrafında birleştiren güçlü bir yapıya dönüştü. Hepimizin ortak noktası ise bir şeyleri değiştirmek istememizdi  küçük bir dokunuşla bile olsa.

Grup içi dayanışmanızdan ve karar alma süreçlerinden söz eder misiniz?

Manisa Yeşilay Gençliği olarak, grubumuzda herkesin sözü değerlidir. Kararlarımızı ortak akılla alıyor, görev paylaşımında adil davranıyor ve süreci birlikte yönetiyoruz. Sadece görev değil, duygularımızı da paylaşıyoruz. Birbirimizin motivasyonunu düşürdüğü anda destek oluyor, başarılarımızı birlikte kutluyoruz. Bu nedenle ekibimizi bir grup değil, bir aile olarak görüyoruz.

Projelerinizden örnek verebilir misiniz?

Elbette. Farklı yaş gruplarına yönelik çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik. Örneğin:

  • Çömlek Atölyesi ve “Benim Kulübüm Yeşilay” (BKY) Projesi: Bu proje sayesinde üyelerimizle birlikte hem eğlendik hem farkındalık oluşturduk. Sanatın birleştirici gücünü bağımlılıkla mücadelede kullandık.
  • Sigara ve Alkol Odaklı Eğitimler: İlkokul, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik gerçekleştirdiğimiz eğitimlerde, sadece teorik bilgi vermedik, aynı zamanda interaktif içeriklerle gençleri sürecin bir parçası hâline getirdik.
  • Kültürel ve Tarihi Geziler: Birlikte düzenlediğimiz gezilerle hem tarih bilincimizi geliştirdik hem de sağlıklı sosyal ortamlar oluşturduk.
  • Uluslararası Gönüllülük Temsili: Bir arkadaşımızın Polonya’daki gönüllülük projesinde Yeşilay’ı temsil etmesi, bizim için gurur vericiydi. Orada kültürel tanıtım yaparken, bağımlılık mücadelesine uluslararası bir ses kazandırıldı.

Kişisel deneyimleriniz veya gözlemleriniz bağımlılıkla mücadele motivasyonunuzu nasıl etkiliyor?

Çevremizde bağımlılıkla mücadele eden birçok insanın hayatına tanık olduk. Bir arkadaşımızın ailesindeki sigara bağımlılığı, başka birimizin okul çevresindeki madde kullanımıyla tanışması gibi deneyimler, bu mücadeleyi daha kişisel ve gerçek kılıyor. Bunun yanında sadece bireylerle değil; topluluklarla da temas halindeyiz. ZİÇEV gibi özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerle çalışan kurumlara destek veriyor, diğer önemli STK’larla iş birliği kuruyor ve üniversitemizdeki öğrenci kulüpleriyle ortak etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Toplumsal dayanışmanın içinde olmak ve farklı alanlara dokunmak, bize güç veriyor. O insanları yalnız bırakmamak, “Ben buradayım” diyebilmek bizim için çok kıymetli. Her gencin hayatına küçük de olsa bir etki bırakabiliyorsak, bu bizim için en büyük başarıdır.

Sizce ülkemizde bağımlılıkla mücadelede en büyük eksiklik nedir?

En büyük eksiklik, sürdürülebilir ve duygusal temelli bilinçlendirme eksikliği. Bilgi vermek yeterli değil; o bilgiyi içselleştirmesini sağlamak, empati kurdurmak gerekiyor. Ailelerin, öğretmenlerin ve toplumun tüm bileşenlerinin sürece aktif katılımı şart. Özellikle gençler, yalnız kalmamalı; onlara güven veren, destek olan yapılar oluşturulmalı.

Son olarak gençlere ve topluma ne mesaj vermek istersiniz?

Hayat, oynadığımız oyunlardan çok daha gerçek. Bir “okey masası” ya da başka bir oyun belki birkaç saatlik keyif sunar ama zamanınızı sizden çalar. Bizler bu zamanı üretmeye, öğrenmeye, başkalarının hayatına dokunmaya ayırıyoruz. Her gencin potansiyelini keşfetmesi, sağlıklı ve anlamlı bir yaşam kurması için bir fırsat var. O fırsatı değerlendirmek elimizde.

Teşekkürler…

Bize bu alanı sunduğunuz ve sesimizi duyurduğunuz için teşekkür ederiz. Biz gençler olarak inancımızı, enerjimizi ve birliğimizi korudukça bağımlılıklardan daha güçlü olacağımıza inanıyoruz.

YORUM YAP