Dünyanın önemli bereketli ovalarından biri olan Gediz ovasında yine dünyanın uluslarararası kalite ürünü üzümde riskler artıyor…
Gediz ovasının susuzluk riski ve yapılaşma ile toprağın zehirli atıklarla veriminin düşmesi önemli bir doğa tahribatını gündeme getirirken üretici de dertli. Özellikle Manisa’da 871 bin dekarlık bir alanda yaklaşık 40 bin ailenin geçimini sağlayan üzümde rekabetçi kalite ve pazar payı gerilemesi düşündürüyor. Nitekim ihracat rakamlarında üzümde bir başarı gibi gösterilen trend ise aslında yükselişin değil düşüşün habercisi; örneğin geçen sezon çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı 207 bin ton oldu, döviz getirisindeki önceki yıla göre yüzde 11’lik artış görünse de miktar bazında ihracat yüzde 20’lik düşüşle 259 bin tondan 207 bin tona geriledi. Bu sene rakam 141 bin ton olarak tahmin ediliyor. Ülkemizde yaklaşık 35 bin ton kuru üzüm tüketiliyor, aradaki fark ihracata gidiyor…
Ancak ihracatçı da kur baskısı altında. Üreticilerimiz, bugün 120 TL olan üzümün yeni sezon fiyatının en az 150 TL olmasını bekliyor. Bu durumda TL/Euro en az 1 Euro=90-100 TL olması lazım ki ihracatçı da uluslararası piyasalarda avantajlı olsun.
Eger ihracat istenilen seviyede olmazsa yurt içi üzüm fiyatları nasıl üreticiyi de memnun edecek?
Sorun şu;
1- Bazı basın organlarında ve Birlik-Oda teşekküllerinin üzüm ihracatı başarı gibi gösterilse de ihracatçının uluslarararası satış avantajı azalıyor. (Öte yandan özellikle Çin’de üzüm yetiştiriciliği hızla yükseliyor.)
2-Bu yıl geçen yılların en düşük rekoltesi olacak gibi görünüyor, buna göre fiyat artışı beklense de kur nedeniyle üreticinin elindeki malın değerlenmesi azalıyor. Öte yandan üzüm üreticisinin dertleri maliyet baskısı altında derinleşiyor.
Bir de üçüncü şık, kalite sorunu var.
Üzüm üreticileri, ruhsatlı ilaç kullanmalarına rağmen etken madde çıktığı gerekçesiyle üzümlerinin kalite düşüklüğü nedeniyle fiyat kırılmasından dertli. İlaç kalıntısıyla ilgili olarak üzüm üreticileri şunları söylüyor:
”3-4 aktif ilaç var. Ruhsatlı ilacı atıyoruz sonra kalıntı çıktı diye almıyorlar. Bize verilen ilaçlar ruhsatlı, attığımız hiçbir yasak ilaç yok zaten atamayız. Ama üzümü almaya gelince, ‘sen bu ilacı niye attın?’ diye soruyorlar. Sen niye sattırıyorsun, ben niye atıyorum? Bunun cevabını alalım” dedi.