Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 79. oturumunda konuşma yaptı. Erdoğan konuşmasında BM’ye seslenerek ‘Soykırımın Önüne Geçmek İçin Ne Bekliyorsunuz?’ dedi; BM işlevsiz ve hantal bir yapıya dönüştüğünü söyledi. Gazze için çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Gazze soykırımının önüne geçmek için, katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz? Ey İsrail’e kayıtsız şartsız destek verenler, bu utancı daha ne kadar yaşayacaksınız?” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Gazze Şeridi’ndeki askerî harekâtı nedeniyle İsrail’e ve İsrail’e verdikleri destek nedeniyle Batılı ülkelere yönelik sert eleştirilerini yineledi.
Erdoğan, “Gazze’deki çocuklarla birlikte Birleşmiş Milletler sistemi de ölüyor, hakikat ölüyor, Batı’nın savunduğunu iddia ettiği değerler ölüyor, insanlığın daha adil bir dünyada yaşama umutları birer birer ölüyor.” dedi.
Erdoğan, “Nasıl Hitler insanlığın ittifakıyla durdurulmuşsa Netanyahu da insanlığın ittifakıyla durdurulmalıdır” dedi.
‘Kıbrıs’ta iki ayrı devlet ve halk var’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail, Gazze, Lübnan konularına ilişkin değerlendirmeleri yanında Suriye, Ukranya-Rusya ve Ermenistan ile normalleşme çabalarına da değindi; Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de işbirliği ve istikrar vurgusu yaptı.
Kıbrıs sorununa da değinen Erdoğan, adada iki ayrı devlet ve halkın varlığına dikkat çekti. Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statülerinin tanınması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, uluslararası toplumu Kıbrıs Türklerin tecridine son vermeye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya davet etti.
‘Doğu Akdeniz’de tarafların meşru menfaatlerine saygı duyulmalı’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka göre belirlenmesi gerektiğinin altını çizerek, Doğu Akdeniz’de tarafların meşru menfaatlerine saygı duyulmasının altını çizdi.
“Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’i ilgili tüm tarafların meşru menfaatlerine saygı duyulan bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz. Deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka göre sınırlandırılması, seyrüsefer serbestisi ve emniyeti ile deniz ticareti konularında işbirliğinin geliştirilmesi tüm bölgenin menfaatinedir. Türkiye enerji ve çevre başta olmak üzere her türlü yapıcı işbirliğine hazırdır. Komşularımızdan da aynısını bekliyoruz.” dedi.
‘Kıbrıs’ın Kıta Sahanlığında Kıbrıs Türklerinin hakları Vardır’
”Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin anahtar rolü yadsınamaz. Kıbrıs adasının kuzeyi ve batısında ilan edilmiş kıta sahanlığında Türkiye’nin, adanın tümünün etrafında ise Kıbrıs Türklerinin hakları vardır. Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden elli yıl, Rumların ortaklık devletini gasp etmesinin üzerinden ise 61 yıl geçti. O günden bugüne kadar adada barış ve sükûnet hâkim oldu. Kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirilmesi için samimi iyi niyet ortaya koyan taraf daima Kıbrıs Türkleri ve Türkiye idi. Federasyon modeli geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri yeniden tescil edilmeli, tecrit artık son bulmalıdır. (Salondan alkış sesleri yükseldi). Bugün uluslararası toplumu bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum.”