Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu siyasi gündeme ilişkin bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Koronavirüs salgınıyla ilgili normalleşme adımları ve Hükümetin aldığı önlemlere değinen Kılıçdaroğlu, bu konuda bilim kurulunun kararlarına uyulması gerektiği vurgulayarak, ”Devlette liyakat dediğimiz bir kavram var. Dolayısıyla bu konuda karar verecek olan hekimlerden oluşan Bilim Kurulu.” dedi.

‘Belediye başkanlarımız tarih yazıyorlar’

CHP’li Belediyelerin yardım kampanyalarını ve salgın sürecindeki süreç yönetimi performansına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu’ nun konuşmasından bazı başlıklar şöyle:

”Belediye başkanlarımızın performansı gerçekten çok iyi. Gerçekten tam bir tarih yazıyorlar. Buna yürekten inanıyorum. Belli aralıklarla, haftada bir bilgi alıyoruz ayrıca. O düzenli aralıklarla geliyor ve biz de belediye çalışmaların yakından izliyoruz. (CHP’li Belediyelere) Yapılan engellemeler sadece tepki topladı, kamuoyundan. Ama belediye başkanlarımız kendi imkanlarıyla o engelleri aştılar. Bazı yatırımları askıya aldılar. Dolayısıyla öncelik insandı ve bizim belediyelerimiz olan yerlerde “hiçbir çocuk yatağa aç girmesin” taahhüdü vardı ve o taahhüdü de bu zor dönemde yerine getirdiler. Ulaşılması gereken her kişiye ulaştılar, hiçbir ayrım yapmadılar.

”Yine bu arada beni üzen, Erdoğan’ın yardım yaptığı yoksul aileleri TV ekranlarında nasıl yardım yaptığını onlara anlatmasıdır. Eğer inancımızın gereği diyorsanız, inancımıza aykırı, insan onuru diyorsanız, insan onuruna aykırı, devlet yönetimi diyorsanız, devlet yönetimine aykırı.”

CHP’li belediye başkanlarının bağış kampanyaları

CHP’li belediye başkanlarının bağış kampanyalarına İktidar bakışını nasıl değerlendirdiği sorusuna Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

”Vatandaşlar rahatsız, kamuoyu onu doğru bulmuyor. Oradaki sorun şu aslında, Erdoğan, ta en başından beri, ‘CHP iktidar olursa, yardımlar kesilir’ diyordu. 81 ilde, ilçede bütün partilileri bunu söylüyordu. CHP geldi baktılar hiç de yardımlar kesilmiyor, tam tersine artıyor, daha iyi yapılıyor. Üstelik yoksulluk da teşhir edilmiyor. Hakkaniyetli dağıtılıyor, ayırım yapılmıyor. Hatırlıyor musunuz, bir ara dedi ki Ekrem (İmamoğlu) beyi hedef alarak, “Hani sen süt dağıtacaktın çocuklara” dedi. O da dedi ki “Zaten dağıtıyoruz ama ben senin gibi yoksul çocukları sıraya dizip, size süt veriyorum, demedim ki.”