Manisa’nın işgalden kurtarılmasında verilen ilk şehitlerimizin, Kurtuluş mücadelesinin şehadetiyle yücelen bu topraklarda bazı kabirlerin yeri bir süredir saklı kaldı; geçtiğimiz günlerde Manisa’nın işgalden kurtuluşu esnasında şehit olan üç askerimizden Beypazarlı Hasan Onbaşının torunu Ahmet Örücü Bey ve değerli ailesi dedelerini ziyaret için Manisa’ya geldiler. Ancak bu çok anlamlı bir ziyaretin arkasında bir de kabirlerin bulunuş öyküsü vardı. Araştırmacı Yazar Erkan Akbalık’la bu süreci konuştuk.
Röportajı Osman Özbaş hazırladı.
102 YIL SONRA ŞEHİT DEDE İLE TORUN BULUŞMASI
–Erkan Bey, Manisa yerel tarihi üzerine yaptığınız araştırmalar ile daha önceden bilinmeyen, ortaya çıkarılmamış ilginç konuları gündeme getirerek Manisa’ya yeni bilgiler, belgeler kazandırıyorsunuz. Bu çalışmalarınızdan biri de Kurtuluş Savaşımızda Manisa’daki yaşanan olaylar olduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Manisa’ya çok anlamlı bir ziyaret gerçekleşti. Manisa’nın işgalden kurtuluşu esnasında şehit olan üç askerimizden Beypazarlı Hasan Onbaşının torunu Ahmet Örücü Bey ve değerli ailesi dedelerini ziyaret için Manisa’ya geldiler. Bu konuya geçmeden Kurtuluşa giden süreci ve öneminden biraz bahseder misiniz?
-Merhaba Osman Bey, bu önemli soru için teşekkür ederim. Kısaca anlatmaya çalışacağım.
Manisa günümüzden 711 yıl önce Saruhan Bey tarafından fethedilmiş bir Türk yurdudur. 1919 Yılına kadar acı tatlı günleri olmuştur. 1919 Yılında maruz kaldığı ve 8 Eylül 1922 tarihine kadar sürecek olan işgal, Manisa tarihinin en kara zaman dilimidir.
İşgal yıllarında Manisa ve aynı kaderi paylaşan yurdun diğer bölgeleri maalesef bizim yönetimimizden çıkmış, işgalci düşmanların at koşturduğu topraklar haline gelmiştir. 1918 Mondros ateşkes antlaşması ile beraber Osmanlı Devletinin ordusu terhis edildiğinden, yerel vatanseverler dışında işgalci düşman orduları ile mücadele edecek güç yoktur. En zor günlerin yaşandığı bu dönemde Mustafa Kemal Atatürk yeniden teşkil ettiği ordu ile Kurtuluş Mücadelesini başlatmıştır. Bütün imkânsızlıklara rağmen işgalci düşman ordularını Anadolu topraklarından önüne katıp, adeta süpürerek 9 Eylül günü İzmir’de denize dökmüştür.
Yeniden teşkil edilen ordu çok önemlidir. Osmanlı Devletinin zincirleme girdiği savaşlar I. Dünya Savaşı ile nihayete ermiştir. Bu savaşlarda ülkede çok ciddi bir erkek nüfus kaybı yaşanmıştır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Atatürk, Anadolu’nun yiğit evlatlarından oluşan yeni bir ordu oluşturmayı başarmıştır.
–Bu ordunun Manisa’yı kurtarışı ve şehitlerimiz için neler söylemek istersiniz?
-Bu kahraman ordu Manisa’yı 8 Eylül 1922 günü işgalden kurtarmıştır. Bu tarih için Manisa’nın ikinci fethidir diyebiliriz. 8 Eylül sabahı Manisa’ya Turgutlu istikametinden giren birliğin önünde yer alan öncü kuvvetler düşman ile ilk sıcak teması şimdiki Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi civarında yapmıştır. Bu bölgede pusu kuran işgal kuvvetleri, şehre giren birliğimize ateş açmıştır. Anında karşılık veren askerlerimiz düşmanı etkisiz hale getirmiştir. Bu çatışma esnasında birliğin en önünde yer alan ve görgü şahitlerinin ifadesi ile yaralı iken bile son nefesine kadar ateş etmeye devam eden 3 askerimiz şehit olmuştur. Bu kahramanlarımız, Aksaraylı Zülfikar oğlu Mehmet Onbaşı, Beypazarlı Hasan Onbaşı ve Bursa Yenişehirli Er İsmail’dir. Şehitlerimiz, son nefeslerini verdikleri yerde defnedilerek Manisa topraklarını onurlandırmışlardır.
–Şehitlerimizden Hasan Onbaşı’nın torununu nasıl buldunuz?
-Sorunuza, kendisi bizi buldu desek daha doğru bir cevap olacak. Şehitlerimiz ile ilgili yaptığım araştırmalar sonucu edindiğim bilgileri sizin de bildiğiniz gibi birkaç yıldır köşe yazılarımda paylaşmaktayım. 2023 Yılı 19 Mayıs sabahı telefonuma gelen mesaj ile çok duygulandım ve mutlu oldum. Yazılarıma İstanbul’dan ulaşıp okuyan ve benimle iletişime geçen Ahmet Örücü Bey, mesajında Şehidimiz Beypazarlı Hasan Onbaşının torunu olduğunu söyleyince inanılmaz duygular yaşadım. Çünkü üç şehidimizin de ailesine ulaşmaya çalışmış fakat eldeki bilgiler yeterli olmayınca gayretlerim boşa çıkmıştı. Ahmet Örücü Bey İstanbul’da öğretmen ve hayatlarını orada sürdürmekteler. Memleketi Beypazarı ile irtibatı hala devam etmektedir.
–Ahmet Bey ve ailesinin Manisa ziyaretlerini anlatabilir misiniz, nasıl geçti, neler yaptınız?
-Geçtiğimiz hafta sonu Ahmet Bey’den bir mesaj geldi. Manisa’da olduğunu ve mümkünse görüşmek istediklerini söyledi. Çok sevindim. Ertesi sabah buluşmak üzere sözleştik. Bayram tatilinin son günlerine denk gelen hafta sonu için ani bir kararla, ailece Manisa’ya gelmişler. Sözleştiğimiz gibi ertesi gün buluştuk, biraz sohbet ettikten sonra hep beraber dedelerinin şehit olduğu, Şehitler mahallesine gittik. Bölgeyi adım adım gezerek olayın cereyan ettiği yerlerde o günleri tekrar yaşadık. Dedelerinin isminin verildiği sokağa uğrayıp, şehitliğe geçtik. Şehitlerimizin naaşları, şimdiki şehitlik açıldığı zaman buraya nakledilmişti. Ziyaretimizde Hasan dede ve bütün şehitlerimize dua ettik. Duygusal bir ziyaret oldu. Ardından Çatal mezarlığına geçtik. Orada da Manisa’nın Milli Mücadele kahramanlarından Müftü Âlim Efendi ve Parti Pehlivan’ın kabirlerini ziyaret ettik. Bu arada Tarzan ve diğer medfun büyüklerimizi de yerinde anmış olduk. Günü ve beraberliğimizi Manisa’nın önemli yerlerini gezerek tamamladık. Ahmet Bey bir sonraki ziyaretlerini babaları ile birlikte yapmak istediklerini söyleyince çok mutlu olduk. Sabırsızlıkla bekliyoruz.
–Diğer şehitlerimizin yakınlarından kimseyi bulabildiniz mi?
-Bu süreçte diğer şehidimiz Aksaraylı Zülfikar oğlu Mehmet Onbaşı’nın torunu Mehmet Bey’i de Aksaray’daki köylerinde bulduk. Şehidimizin köyü hakkında daha önceden elimizde bilgi yoktu. Değerli büyüğümüz Hakkı Avan Bey ile birlikte bir gün oturmuş basılacak olan yeni kitabından bahsediyorduk. Kitabın kopyasına göz atarken bir bölümünde, Hakkı Bey’in amcasından nakil ile şehidimizin köyünün adının geçtiğini gördüm, heyecanlandım. Günümüzde köyün ismi değişmiş, yeni adını ve muhtarının telefonunu buldum. Aradım, durumu anlattım ve şehidimizin yakınlarından kimse var mıdır var ise görüşmek istediğimi söyledim. Muhtar yardımcı olmaya çalışacağını söyledi. Ertesi gün sabah telefonum çaldı. Arayan şehidimizin torunu ve onun adını taşıyan Mehmet Bey’di. Kendisi konuya karşı çok duyarlı ve bilgi sahibiydi. O anlattıkça ben not aldım. Verdiği bilgiler ile çok yeni ve bilinmeyen bazı ayrıntılara ulaştım. Konunun ayrıntılarını sizce de malum olduğu üzere köşe yazımda paylaşmaya çalıştım. En yakın zamanda kendilerini de burada görmekten çok mutlu olacağız.
Bu kahramanlarımızın içinde yer aldığı birliğin bir de komutanı var elbette. Ütğm. Seyfettin Çalbatur, adı günümüzde hem kışlamızda hem de Çatal Mezarlığı önünden Turgutlu istikametine giden caddede yaşıyor. Seyfettin Bey’in de torunu İstanbul’da yaşamaktadır.
–Siz aynı zamanda yapımı devam etmek olan Manisa Kurtuluş Müzesi’nin Bilim Kurulunda yer alıyorsunuz. Şehitlerimiz Müze’de yer alacak mı?
– Elbette. Malum olduğu üzere şehrimizde Manisa Kurtuluş Müzesi’nin yapımı devam etmektedir. Müze içeriğinde bu kahramanlarımız da unutulmadı. İsimleri müzede yaşatılmaya devam edecektir. Ayrıntıları Müzenin açılışına saklayalım.
Müzemizin açılışında, irtibat halinde olduğumuz iki şehidimiz ve birlik komutanının torunlarının davet edilerek yer almaları çok anlamlı olacaktır.
–Son olarak konuya ilişkin söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
-İlk defa Format Haber ve sizin vasıtanız ile bir bilgiyi duyurmak isterim. Bu şehitlerimizin isimlerinin ve hatıralarının yaşatılması, o günlerin unutulmaması adına bir anıt yapılmasını teklif etmiştim. Çünkü şehitlerimizin naaşları ile birlikte başlarına dikilmiş abide de şehitliğe taşınmıştı. Günümüzde şehitlikte yer alan küçük abide bu abidedir. Büyükşehir Belediyemizce Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin kuzeyinde, Mehmetçik Caddesi üzerindeki yeşil alana bu anıtın yapılması kararlaştırılmıştı. Seçim sürecinden dolayı başlatılamayan projenin bu dönemde yeni başkanımız Sn. Ferdi Zeyrek tarafından devam ettirilip yapılacağına olan inancımız tamdır.
–Bu harika bir haber, umarım en kısa sürede bu anıt bahsedilen yerde yükselir. Çok teşekkür ederim Erkan Bey
– Şehitlerimizi bir kez daha gündeme getirip hatırlatma fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Format Habere yayın hayatında başarılar dilerim.