16 Mart 2017 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile Ensar Vakfı arasında imzalanan ancak içeriği açıklanmayan ve öğrenci velilerine verilmeyen, ‘Değerler Eğitimi Kapsamında Sosyal ve Kültürel Faaliyetler Yapılmasına Dair İşbirliği Protokolü’, bu konuda dava açan öğrenci velileri Manisalı Avukat Esra Deniz Ağar Şudaşdemir ve eşine verilecek.
MEB, ENSAR VAKFI PROTOKOLÜNÜ DEVLET SIRRI GİBİ SAKLADI
Bu konudaki sorularımızı cevaplayan Avukat Şudaşdemir, “Böyle bir Protokolün varlığını öğrendiğimiz 5 Şubat 2019 tarihinden bu yana, örneğini almak için uğraştık. Emekli Yargıtay Üyesi Ali Suat Ertosun destek verdi. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, bu konuda yazdığımız çok sayıda dilekçenin bazılarına cevap vermedi; bazılarını hedef saptırarak başka genel müdürlüklere yönlendirdi, bir ara da Covid 19 pandemisini bahane etti. Özetle Protokolü devlet sırrı gibi sakladı!” dedi.
Protokolün gizli olup olmadığı sorumuza Şudaşdemir, “Aslında Protokolün hiçbir gizliliği yok. Amaç, bizi bıktırıp, işin peşini bırakmamız ve iptali için dava açmamamızdı. Çünkü siyasi iktidar tarafından korunup kollanan Ensar Vakfı, çeşitli olumsuzlukları ile kamuoyunun gündemine girmiş ve hiç düşmemiştir. Daha önceden aralarında Ensar Vakfının da bulunduğu dini vakıf ve cemiyetlerle imzalanan bazı protokollerle ilgili olarak yürütmenin durdurulması kararları almıştık. Ancak ısrarla ve inatla takip ettik. Milli Eğitim Bakanlığının çeşitli genel müdürlüklerine, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a, TBMM Dilekçe Komisyonuna, Cumhurbaşkanlığı İletişim Dairesi Başkanlığına ve Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna yaptığımız başvurulardan sonuç alamadık. 2020 yılı Ekim ayında İdare Mahkemesine dava açtık. Mahkeme lehimize karar verdi. Bu karar, Ülkemizde açıklığın, şeffaflığın ve hesap verilebilirlik yönlerinden çok önemli. Açıklık, şeffaflık ve hesap verme, demokrasinin olmazsa olmazıdır.” cevabını verdi.
Avukat Şudaşdemir sözlerini, “Milli Eğitim Bakanlığının, dini vakıf ve cemaatlerle imzaladığı çok sayıda protokol olduğu kanısındayım. Bunlar saklanıyor ve sorulara cevap verilmiyor. Bu protokollerin hepsinin açıklanması gerekir.” diyerek tamamladı.
İdare Mahkemesi kararının, Anayasa ve İdari Yargılama Usulü Kanununa göre, istinaf mahkemesince aksine bir verilmedikçe, 30 gün içerisinde uygulanması gerekiyor.
