
Prof. McCarthy, Louisville Üniversitesi’nde tarih öğretim üyesi, Osmanlı dönemi tarih araştırmalarında önemli bir isim. Yayınladığı araştırmaya göre Osmanlı’ da en çok Türkler tehcire uğradı. 1770-1923 dönemine ait ‘Osmanlı İmparatorluğu’nda Zorunlu Göç ve Ölümler-Açıklamalı Harita’ adlı çalışmasında göçe zorlanan demografik yapıda 5 milyonunun Müslüman, 1.9 milyonunun Hıristiyan olduğu gösteriliyor.
Oysa Batılı tarihçiler Osmanlı’ nın 1770-1923 dönemine ait zorunlu göç olaylarına ilişkin genellikle tek taraflı bir bakış açısını işliyorlardı.
Nitekim Prof. McCarthy ‘in hazırladığı haritaya göre Osmanlı’ da savaş ve iç çatışmaların en büyük bedelini Müslümanlar sırtlarında taşıdı. Prof. McCarthy ‘in hazırladığı haritada hayatlarını kaybeden Türklerin sayısının, Hıristiyanlarınkine oranla 4 katı fazla olduğunu da gösteriyor.
Türkler ve Müslüman kökenli olanlar, etnik yapı itibariyle Çerkes, Abaza, Kürt , Tatarlar, Boşnaklar, Azeriler, Lazlar, Arnavutlar ve Bulgarlar da mağdur oldular. Göçe uğrayan Hıristiyanlar ise Ermeni ve Rumlar’dan oluşuyor.
Aslında bu halklar yüzyıllar boyunca kardeşçe yaşıyordu. Mesela özellikle Prizren’de, Yakova’da, Saraybosna’da, Üsküp’te, Köstence’de, Romanya’nın Dobruca bölgesinde, Bulgaristan’ın doğu, orta ve güney bölümünde, Trakya ve Selanik dahil Makedonya’nın doğusunda Müslümanların çoğunluğu Türk’tü. Hatta 1831 Osmanlı sayımına göre, Rumeli’deki Müslüman nüfus toplam nüfusun yüzde 37,5’ini oluşturuyordu.
O dönemlerde bile Etnik ve dini aidiyetleri farklı insanlar barış içinde yaşıyordu.
Özellikle 19. yüzyılın başında Türkler toplu kıyımlara uğradı
Yunanistan’ da Türkler’e karşı ilk kanlı tasfiye hareketi 1820’li yıllarda, Mora Yarımadası’nda yaşandı. O dönemi yazan George Finlay ‘in anlattıkları veya Alison Phillips 1897’de yayımlanan kitaplarında Türk ve Müslüman nüfusu hedef alan saldırılar anlatılır. Göçe zorlanan halkın ilerleyiş yolları çetelere bildirilerek yanlarına alabildikleri malları dahi yağmalattılar; öyle ki üzerlerine kasten top mermileri atıldı.
Büyük katliamlar oldu, sürgünler yapıldı ve son yüzyılda özellikle Türkler büyük bedeller ödedi. Girit palikaryalarının öldürdükleri, Yanya’ da Yunan Subayların yaptıkları, Midilli’ de çetecilerin acımasızlıkları pek bilinmiyor; hatta Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’ na göre Selanik Bölgesi”nde 1920 kayıtlarında 711 bin Türk ‘ün nerede oldukları hiç sorulmadı.
‘Yeni Türkiye ikbaline, refahına düşman olanların mazarratlarını (zararlarını) izaleye matuf bir intikamdır’
Yaşanan tüm bu acılara rağmen Yeni Türkiye, modern ülkenin kurucuları geçmiş yerine geleceğe bakan bir özgüveni vererek eski düşmanlarıyla barış felsefesini benimsedi.
Fakat ne yazık ki bazı başka toplumlar, yaşadıkları trajedileri Türklere karşı nesilden nesile aktarılan düşmanlığa dönüştürdü.
İşte Prof. McCarthy ‘in 1770-1923 dönemine ait ‘Osmanlı İmparatorluğu’nda Zorunlu Göç ve Ölümler-Açıklamalı Harita’ adlı çalışması o döneme tek yanlı bakış açısına bir cevap olması açısından önemli.
Bir kez daha anlaşılıyorki Osmanlı İmparatorluğu’ nda en çok Türkler tehcire uğradı.
Dönemin acılarını ve Yeni Türkiye’ nin ülkülerini Mustafa Kemal Atatürk şu sözlerle değerlendirmişti:
“Millî hayatımızda yediden yetmişe hepimizin bilmesi gereken zafer günlerimiz olmakla beraber, ACISINI DÜNYA DURDUKÇA İÇİMİZDEN ATAMIYACAĞIMIZ MİLLÎ FELAKET GÜNLERİMİZ DE VARDIR… 1877 Rus Harbi sonu büyük muhaceretleri!.. TÜRK’ÜN AVRUPA’DAN ÂDETA KÖKÜNÜN KAZINMASI İSTEĞİYLE HORTLAYAN HAÇLI ZİHNİYETİNİN GİRİŞTİĞİ TOPLU KATLİAMLAR!.. 1912 Balkan Savaşı ve TÜRKLER’e reva görülen zulüm ve İŞKENCELER!..
Tarihin bu acı mirasları her TÜRK’ün kalbinde unutulmamak üzere dünya durdukça muhafaza edilmelidir. Milletimizin kalbinde HİSS-İ İNTİKAM olmalı!.. Bu alelâde bir intikam değil; hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların mazarratlarını izaleye matuf bir intikamdır” (16.3.1923)