Ölüm, çoğu kez bir son olarak bilinir. Oysa bazı insanlar vardır ki, onlar için ölüm yalnızca yeni bir başlangıçtır. Ferdi Zeyrek de öyle… Bu dünyadan göçtü ama geride bıraktığı hayaller, umutlar ve inançlar, bugün yepyeni bir hayat buluyor.
Eşi ve kızı, büyük bir sorumluluk üstlenerek onun adını yaşatacak bir vakıf kurdu. Bu vakıf, sıradan bir kurum değil. Ferdi Zeyrek’in hayallerinin toprağa gömülmediğinin, aksine kök salıp filizlenmeye devam ettiğinin en somut kanıtı.
KURULAN VAKIF FERDİ BAŞKANI YAŞATACAK
Çünkü bu vakıf, aslında Ferdi Zeyrek’in hayatta olduğu sürede yapmak isteyip de yapamadığı projelerin adıdır. Şimdi o projeler, eşi ve kızının azmiyle hayat bulacak. Bu vakıf hem gönüllere hem de maddi imkânlara kapı açacak; insanlara yeni ufuklar, yeni umutlar taşıyacak.
Gazeteci gözüyle baktığımızda tablo çok açık: Zeyrek, artık sadece bir birey değil; binlerce insana umut olacak bir vizyonun adı. Bir vakıf aracılığıyla, gençlerin geleceğine, çaresizlerin umuduna, toplumun yarınlarına dokunacak.
Edebi gözle baktığımızda ise…
Zeyrek’in hikâyesi bir şiiri andırıyor. Çünkü gerçek ölümsüzlük, mezar taşlarına değil gönüllere kazınan isimlerde saklıdır. Ve onun adı, artık bir tabelada değil, binlerce kalpte yaşayacak.
EŞİ VE KIZLARININ BÜYÜK VEFASI
Bir hayali yaşatmak kolay değil. Ancak görüyoruz ki, hayat arkadaşı olan eşi ve gözbebeği kızı bu yükü taşıyacak kararlılığa sahip. Onların azmi, Zeyrek’in nefesi gibi dolaşıyor vakfın duvarlarında.
Bugün şunu biliyoruz:
Ferdi Zeyrek, artık sadece bir hatıra değil. O, gençlerin kaleminde, öğrencilerin umut dolu gözlerinde, çaresizlerin şükran dolu dualarında yaşayacak.
Evet, o artık aramızda değil…
Ama kurulan vakıf sayesinde Ferdi Zeyrek, ölümün sınırlarını aşarak ölümsüzleşti.
Ve gönüllerde kurduğu taht, asla yıkılmayacak.