Nezih Varol

Güzel ülkemde siyaset, politika, particilik, adına her ne diyorsanız, öyle bir hale geldi ki, artık birlik, beraberlik, kardeşlik, dostluk sunmuyor, tam tersi üzüyor, kırıyor, ayrıştırıyor, ötekileştiriyor.

Siyasi liderler bunu ya bilerek, isteyerek ve kasten yapıyor, ya da kişisel hırs ve ihtiraslarına yenik düşüp istem dışı davranıyor.

Her ne olursa olsun, Türkiye halklarına, toplumun barış ve huzura zarar verdikleri kesin ve bunun bedelini de hiç kuşkusuz ödeyecekler.

Sosyal medyada bunun tepkilerini görmeye başladım, kuşkusuz hepiniz görüyorsunuz, son zamanlarda her siyasi görüşten birbirinden değerli dostlarım, birbirine çok benzer paylaşımlarda bulunuyor.

Bu içten, samimi ve sitemli paylaşımlarında, siyasetin ayrıştırmacı dilinden nasıl ve ne kadar rahatsızlık duyduklarını, bakın nasıl dile getirmişler;

“Karar verdim face platformunu artık ‘Herkes sever biz ölürüz’ serisi ile siyasetten arındırıcam kendi adıma. Sevdiklerimle fotolarımı paylaşıcam. Rahatsız olan arkadaşım hemen haber etsin yayından kaldırayım…”

“Bu sosyal mecradaki arkadaşlara duyurumdur, artık burada hiç bir siyasi paylaşımı her ne süretle olursa olsun görmek istemiyorum, gördüklerimi de yalnızca facebook’taki arkadaşlıktan çıkaracam, gerçek hayatta yine arkadaşız…”

“İnsanların kimlikleri umurumda bile değil, benim için ne oldukları önemli. Bir insanın kimliği değil ne olduğu… Din, dil, ırk, zengin, fakir, güzel çirkin, O’cu, Bu’cu, Şu’cu, işçi, müdür, garson, iş adamı… Bunlardan çoktan geçtim. Ben her insanın yüreğinde taşıdıklarına, gözlerinden yansıyana, duygularına sarılıyorum. Son nefese kadar, her bebeğin, her çocuğun, her insanın masum, kirlenmemiş yüzüne bakmaya devam edeceğim. Kimse doğduğu aileyi, doğduğu toprakları seçemedi ama her bir insanın yüreğine yaradanın saflığı, aşkı, sevgisi üflendi. Ben, insan eliyle yapılmış değerlere değil, yaradanın yarattığına inanıyorum, güveniyorum, seviyorum. Her şeyin bir ve tekliğinde, kurduğum her cümlede, attığım her adımda, aldığım her nefeste..”

Ülkemizin siyasetine yön verenler, politikalarını belirleyenler, siyasi rakiplerine ağıza alınmayacak laflar edenler, hakarete varan sözler söyleyenler, susun artık, susun.

Bu güzel ülkenin insanlarına biraz huzur verin, yaşama bir güzellik katın, ne yaparsanız yapın bizi birbirimize düşman edemeyeceksiniz, bunu o kafanıza koyun.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları sağcısı, solcusu, ülkücüsü, dindarı, muhafazakarı, evrenseli, emek ve hak arayıcısı, her dilden ve her renkten yurttaş olarak, birbirini severek ve sayarak, ülkesine, milletine ve bayrağına bağlı kalarak, kardeşçe yaşamaya devam edecektir.

Susun artık! Yeter…