DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Çözülemeyen işler: Asansör ve kırmızı yol…

Yayınlanma Tarihi : Google News
Çözülemeyen işler: Asansör ve kırmızı yol…

Nereden nasıl başlayacağımı bilemeden yine sizlere birkaç konuyu anlatmaya çalışacağım dilim döndüğünce…

Benim ve Manisa’da yaşayan yüzlerce abonenin bazen günde 2-3 kez girip çıktığı, şehrin göbeğindeki, en merkezi noktasındaki otopark… Asansörler tamamen devre dışı… Merdiven basamaklarının da normalden yüksek olması, başta ben olmak üzere, ben yaştaki pek çok kişiyi epey yoruyor. Bir süre önce tek asansöre kalmıştık. Şimdi o da devre dışı. Tabana kuvvet, in-çık: Herhalde bu da bizim kaderimiz!

20 yıl kadar önce Cumhuriyet meydanı otoparkının asansörlerini de epeyce, haftalarca ve hatta aylarca yazmıştım. Yazdık yazdık ama elimize bir şey geçmedi. Ne asansörler onarıldı, ne de onarmayanlar utandı! Hava cıva…

Demek ki bizim memlekette asansör yapılıyor ve sonra asla çalışmıyor. Hasbelkader birkaç ülke gezmişliğimiz var: Suudi Arabistan, İran, Çin… Oralarda devasa otellerin, AVM’lerin, otoparkların koca koca asansörleri var, koridorun içinde üç dört kabin hiç durmadan inip çıkıyorlar, tek bir saniye bile aksamadan. Hiç devre dışı kaldıklarını görmedim. Hayır, onları görmesem, asansör denen aletin huyunun böyle olacağını düşüneceğim. Asansör denen alet en çok da yaşlılara, engellilere lazım. Asansörü icat eden hayır dua alır da, hazır icat edilmiş asansörü çalıştırmayı beceremeyen ne alır bilemiyorum! Bizdekiler asansör değil, ömür törpüsü…

Yıllar önce Beyazfil binasının asansörleri de bir ara böyle çalışmıyordu. Vatandaşların, hele hele yaşlıların SSK binasına çıkabilmesi bir dertti. Hem de ne dert, kat başlarında yaşlıların dinlenebilmesi için üç beş sandalye, tabure koyduklarını hatırlıyorum. Yıllar sonra dönemin SSK müdürü olan Ercan Duygulu’nun ihtimamla, itinayla o çalışmayan asansörleri bakıma aldığını, yenileyip hizmete sunduğunu da hatırlıyorum. Hiç unutmam, aynı zamanda sınıf arkadaşım olan Ercan Bey, beni de yenilenen asansörün açılışına davet etmişti. Nerelerden nerelere…

Manisamızın değerlerinden olan, yıllarca Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığı yapan ve vefatından sonra adını şehrin merkezindeki otoparkta yaşatmaya karar verdiğimiz Bülent Koşmaz’ı çoğunuz tanır. İşte şimdi Bülent Koşmaz adını itinayla verdiğimiz otoparkın ne asansörleri çalışıyor ne tuvaletleri hizmet veriyor… Şehrin göbeğinde adeta sakat, eksik, döküntü bir görünüm arz eden otoparkımız var! Bu basit sorun ne zaman, nasıl ve kimler tarafından çözülebilecek, merakla beklemedeyiz.

Otopark abonelik ücretlerinin nerelere, nasıl yatırılacağı büyük boy panolarla, afişlerle duyurulurken; asansörlerin nasıl çalıştırılacağı, merdivenlerin ne zaman aydınlatılacağı, tuvaletlerin ne zaman hizmete gireceği de kamuoyuna duyurulursa herkes memnun olacak.

***

Bu yazıların üç beş kişi tarafından okunduğu, yetkililer tarafındansa dikkate alınmadığını bilsem de, yine yazacağım. Bunların başkan danışmanlarına bir şekilde iletildiğini biliyorum.

Bunlar bizi “ademe mahkum ettiklerini” mi sanıyorlar acaba? Rahmetli kebapçı Ali Onaylı abimizin sıklıkla kullandığı “ademe mahkum etmek” ifadesini de kullanalım ki, kendisini rahmetle anmış olalım. Yeni kuşaklar için yazayım: “Ademe mahkum etmek” demek, bir kişiyi ya da durumu yok saymak, görmezden gelmek, önemsememek, geçersiz kılmak anlamına geliyor. Siz, bizi ademe mahkum edemezsiniz… Yazmaya devam edeceğiz…

***

Biraz da kırmızı yoldan söz edelim… Kuyumcular çarşısı boyunca başlatılan kırmızı yol uygulaması… Eski adı Uzunçarşı, sonra Park Caddesi, sonra Dr. Sadık Ahmet Caddesi… 60 senede adı dört kez değiştirilen Manisa’nın önemli bir lokasyonu… Kırmızı yol ne olacak? Kalmalı mı, kalkmalı mı? Büyükşehir’in anketinin sonuçları ne oldu? Sonuçlar nasıl çıktı? İsteyenler mi çok, istemeyenler mi? Bunlar da bir zahmet açıklanırsa, kamuoyu bilgilenmiş olur.

Kırmızı yol uygulamasından kim ne fayda gördü? Kaldırılsa kime ne zararı dokunacak?

Zararını ben görüyorum. Soran olursa onu da dilimin döndüğü kadarıyla açıklayabilirim.

O caddede 60 senede değiştirilen yalnız kırmızı yol değil. Önce geniş kaldırım, araçların geliş ve gidişleri olan bir cadde oldu… Sonra dar bir yol ve tek gidiş oldu… Daha sonra tekrar genişleyen kaldırımlar… Daha sonra genişleyen yol, daralan kaldırımlar… Yaz boz, yap yık, yeniden yap yeniden boz… İlanihaye sürüp giden bir kaos…

Kimsenin neden ve nasıl yapıldığını bilemediği, hiçbir zaman çözüm ve çare bulunamayan işler… Çık çıkabilirsen işin içinden…

Halil Çınar

YORUM YAP