Evet, dış güçlere -uluslararası ticari şirketlere- teslim edildiğimiz belgelendi, hem de bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından.
Erdoğan, önceki gün yaptığı ‘Kanal İstanbul’ açıklamasında resmen, “Söke söke sizden bu parayı uluslararası tahkim yoluyla alırlar” dedi.
Yazılı ve görsel tüm basın kuruluşlarının yer verdiği haberleri hep birlikte izledik, büyük tartışma yaratan açıklama ve gelen eleştirilere bir göz atalım;
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ülkemizin gelişmesi yolunda atılan adımlara bir yenisini ekliyoruz, bugün Türkiye’nin kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz, İstanbul Boğazı, dünyanın en kalabalık gemi trafiklerinden birine sahip, proje ile amacımız İstanbul Boğazı’nın güvenliğini sağlamaktır, gemi trafiği artarken geçen gemilerin uzunluğu da arttı, bu gemilerin geçişi boğaz çevresi için büyük risk, projenin her aşaması hukuka ve bilime uygun şekilde tamamlandı, bize sorulmadı diyenlere sesleniyorum; kime sorulması gerekiyorsa onlara sorulup yola çıkıldı, şimdi yatırımcıları tehdit ediyorlar, ‘Biz geliyoruz, geldiğimizde size ödeme yapmayacağız, bu yatırımları elinizden alacağız’ diyerek bankaları tehdit ediyorlar, hızlarını alamayıp projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyorlar, bu ne terbiyesizliktir, devletlerde devamlılık esastır, bunlar devlet terbiyesi de görmemişler, söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar, bunları da öğren, bunlar tam manasıyla çaylak, devlet yönetimi nedir haberleri yok, bankalara ödeme yapmazmış.”
Bu açıklamanın ardından ilk tepki CHP kanadından geldi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve parti Avukatı Celal Çelik, sosyal medya hesabından paylaşımda bulunarak, Erdoğan’ın “Söke söke sizden bu parayı tahkim yoluyla alırlar” sözlerine tepki gösterdi.
CHP Avukatı Çelik: “Adam gerçekten de hukuk kurallarından bi haber! Hiç mi etrafında hukuk bilgisi verecek kimsesi yok? Neden olduğu tazminatların, kendisinden alınabileceğinin farkında değil galiba, be adam, bile bile neden olacağın ödemeler bumerang gibi sana döner, vay ben bilmiyordum deme.”
Bu tartışmalardan anlaşılan şu ki; Türkiye bu boğazı yapacaksa kendi Devlet gücü, kamu kaynağı veya özsermayesiyle yapmayacak, dış devletlerden, başka ülkelerin ticari kuruluşlarından, yabancı uyruklu zenginlerden para alarak yapacak, yani dış güçlere borçlanacak, halk arasında gavur diye tabir edilen insanlara gebe olacak, borcunu ödenmezse uluslararası tahkim devreye girecek, parasını söke söke alacak.
Benim buradan anladığım dış güçlere bağımlı olarak yapılacak ve anlaşmazlık durumunda yine uluslararası tahkimle çözülecek bir yatırımın yerli ve Milli olamayacağı.
Bu iş tehlikeli bir viraja yaklaşıyor, uçuruma dikkat!