Biz biliyoruz ki ahde vefası olmayanın, eline, beline, diline sahip çıkmayanın, komşusu açken tok yatanın bu vatana, millete zerre faydası yoktur.
İşte bu zerrece faydasız insanların siyaseti ele geçirdiği, her türlü Milli kaynağımızı talan ettiği, doğamızı, ormanlarımızı, tarım alanlarımızı hunharca yok ettiği, kapkara bir dönemden geçiyoruz.
Öyle ki dört tarafı denizlerle çevrili, iç bölgeleri göllerle kaplı, boydan boya nehirlerin aktığı ülkemizin suları kirlenip, kuruyup, tüm canlı varlıklarıyla yok olmaya yüz tutarken buna neden olanların suratına kusuyor.
Doğanın tahribatı, sosyal ve kültürel yozlaşma, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısının birer örneği olan denizlerimizde görülen salyalar, kuruyan göller, çocuk tecavüzleri, kadın cinayetleri, işsizlik kaynaklı intiharlar, hepsi son 20 yılda meydana gelen çöküşün göstergeleri.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiç bir döneminde bu kadar adaletsizlik, kanunsuzluk, liyakatsizlik, yandaşlık, ayrımcılık, ötekileşirme, mafyalaşma ve terörizm yaşamadı.
Tüm bu ahval ve şerait içinde, tam bir asır önce bizlere bağımsız, tertemiz, güçlü, dev fabrikalarla donatılmış ve demir ağlarla örülmüş bir Türkiye bırakan bin yılın dahisi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatanlar, bu uzun dillere fırsat verenler ve göz yumanlar, başlarına gelecek akıbetin çığırtkanlığını yapıyor.
Diyorum ki; Allah kimseyi Atatürk ve silah arkadaşları ile dedelerimizin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayıp, nimetlerlerinden yararlanıp, Atatürk’e dil uzatacak kadar şerefsiz yapmasın.
Feslisinden tellisine, ince bellisinden bademlisine uzanan ihanet çetesine eklenen bir yenisi, adını bile gavurların verdiği kiliseden bozma Ayasofya’da yine Atatürk’e hakaret edecek, Atamıza lanet okuyacak seviyelere düştü.
Önceki gün Ayasofya’da gerçekleşen ‘Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi’ programında imam Mustafa Demirkan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okudu, “zalim ve kafir” dedi.
Sözde imam, “Bu ve bu gibi mabedler mabed olarak kalması için inşa edilmiştir. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içinde ezan ve namaz yasaklandı ve müze haline çevrildi. Bunlardan daha zalim ve kafir kim olabilir? Yarabbi bir daha bu zihniyetin bu milletin başına gelmesini mukadder buyurma” diyerek saldırısını alçakça ve haince sürdürdü.
Bu hain saldırının ardından sözde imama tepkiler gecikmedi, sosyal medyada etiketle birlikte yorum yapan pek çok yurttaş, sözde imamın Atatürk’e yönelik nefretini tüm dünyanın gözü önünde ‘kustuğunu’ ifade etti.
Sınırları PKK, içi FETÖ terör örgütüyle, ticarethaneleri mafya ve tefecilerle çevrili ülkemizin camiilerine kadar giren Atatürk düşmanı sözde imamları ile Milli birlik ve beraberliğimizin korunamayacağı açıkça görünüyor.
Doğanın bile suratına kustuğu bu çürümüş sistemin artık değişmesi gerekiyor.
Bu hükümetle buraya kadar.
Artık Devlet başa!