CHP TBMM Grup Başkanvekili Özgür Özel hafta sonu Manisa’ya gelerek Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde güzel bir etkinliğe katıldı, kendisini takip eden basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.

Sorular belliydi, 1. İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, 2. Merkez Bankası Başkanı’nın istifası, işte bu gündemi sarsan iki konu üzerine değerlendirmede bulundu Özgür Özel, ben de oradaydım, yanıtları şöyle not aldım:

1. “Kadına karşı şiddet uygulayıp da bunu yanına kar kalmasını isteyenler, eşine şiddet uygulayıp da evden uzaklaştırma cezası olmasın isteyenler, yasalar kadının beyanını esas kabul etmesin isteyenler buna itiraz ediyorlar. Kadınlar bunun arkasında duruyordu, muhafazakar kadınlar arkasında duruyordu. Adalet ve Kalkınma Partisi’nde çok sayıda kadın siyasetçi de İstanbul Sözleşmesini savunuyordu. Biz emindik ki İstanbul Sözleşmesi Meclis’e geldiği taktirde, Meclis kararına sahip çıkacaktır. 2011 yılında imzalanan ve 2012 yılında onaylanan İstanbul Sözleşmesi’nde bütün siyasi partilerin imzası vardır. Meclis’i tam bir mutabakatla hayata geçirdiği, ilk imzacısının Türkiye olduğu ve bütün dünyada Türkiye’nin ismi anılarak kadınların korunduğu bir sözleşmeden 2021 yılında Türkiye’nin çekilmiş olması büyük bir utançtır. Anayasa Mahkemesi zemininde mücadele edeceğiz. Meydanlarda bu konuda mücadele edecek kadınlara destek vereceğiz, onların haklı taleplerinin arkasında duracağız. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek daha çok kadının ölümü, daha çok kadın cinayeti demektir. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Milli iradenin üzerinde tepinmektir. Bundan sonra artacak her kadın cinayetinden, bundan sonra şiddet görüp de korunmayan her kadından Recep Tayyip Erdoğan sorumludur”.

2. “Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal bu göreve büyük umutlarla getirildi ve Türkiye’de üç yılda dördüncü Merkez Bankası Başkanı değişimi yaşandığı. Merkez Bankası özerk ve siyasetin etkilerinden uzak olması lazım. Merkez Bankası ile Recep Tayyip Erdoğan kedinin yumakla oynadığı gibi oynuyor. Sürekli Merkez Bankası başkanlarını değiştirerek kendi yaptığı yanlışları Merkez Bankası başkanlarına, damadının yaptığı yanlışları Merkez Bankası başkanlarına mal ediyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu anlayış tüm dünyada Türkiye’ye acınarak bakılmasına sebebiyet veriyor. O diyor ki ‘faiz sonuç değildir, sebeptir’. Oysa ki faizin kötü yönetimin sonucu olduğunu, bir ülke ekonomisine güven duyulmamasının sonucu olduğunu ve ülkelerin doğru yönetilmediğinde faizin arttığını, iyi yönetildiğinde düştüğünü tüm dünya biliyor. Dört ay önce hükümetle uyum içinde çalışacağı söylenen Merkez Bankası başkanı bir kez daha Cumhurbaşkanı tarafından şeytanlaştırılarak görevden alındı. Türkiye ekonomisine bundan daha büyük bir kötülük yapılamaz. Birkaç gün önce iktidara yakın basın yayın organları hem yeni Maliye Bakanı’na, hem Merkez Bankası Başkanı’na saldırmaya başlamışlardı. Bu bir şeylerin habercisiydi, bugün Türkiye’de damat Berat Albayrak, 10’a yakın basın yayın organı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çatışmacı iklimi Türkiye ekonomisinin kötüye gideceğini de önemsemeden, doların fırlayacağı da önemsemeden bir takım kararlar almaktadır. Bunlar bir partinin iç çatışmalarına bir ülkenin ekonomisinin kurban edilmesi demektir.”

Görünen o ki bugünden itibaren kadın cinayetleri ile Dolar ve Euro artmaya devam edecek ve ülkemiz içine çekildiği kaos ortamında uçurumdan aşağı atılacak.

Bugün Pazar, Dünya Şiir Günü, yazıyı kaleme almaya başlamadan önce sosyal medyada dolaşırken çok sevgili hemşehrim, dost insan Mithat Temel Taştan’ın günün anlamına dair paylaştığı güzel bir şiirini okudum, çok etkilendim, yüreğine sağlık diyorum, içinde bulunduğumuz dönemde sardunyalar gibi olmaya çok ihtiyacımız olacak!

SARDUNYALAR

Bilir misiniz sardunyaları,
Bilir misiniz?
Ne kadar çok yaşama azmi ile doludurlar,
Nani rengarenk çiçek açarlar,
Beyaz, pembe, kırmızı,
Hiç yetiştirdiniz mi sardunya?
Nasıl da heybetli olurlar,
Asil ve güçlü görünümleri vardır hep,
Etraflarına saçtıkları koku
Alıp götürür sizi hayal dünyasına
Buram, buram,
Ama bilir misiniz o asil görünümün altında
Ne kadar güçlü bir karakter olduğunu,
Kışın soğukta donarlar,
Gövdeleri çürür,
Çürümüş donmuş gövdeleriyle,
Hayata tutunmayı başarırlar,
Böylesine yaşam azmi ile dolu bir çiçek,
Ben bu çiçeğe hep sevgi duyarım,
Bu güçlü karaktere saygı duyarım,
Biraz da kendimi onlara benzetirim,
Her şeye rağmen köklerimi salıp,
Yaşama tutunmaya çalışırım hep,
Tıpkı sardunyalar gibi,
Gücüm yettiği kadar.